CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, sosyal medya üzerinden yaptığı bir açıklamada, BirGün gazetesinin Web Yayın Koordinatörleri Uğur Koç ve Berkant Gültekin ile Sorumlu Müdürü Yaşar Gökdemir‘in gözaltına alınmasına karşı tepkisini ifade etti. Günaydın, bu durumun basın özgürlüğüne yönelik ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.
Günaydın açıklamasında, “Haber peşindeki gazeteciler Uğur Koç, Berkant Gültekin ve Yaşar Gökdemir, savcı peşindeki bir ‘gazeteciyi’ haberleştirdikleri için gözaltına alındılar. Bu olay yaşanırken, gizli soruşturmaların ve iddianamelerin muhataplarına ulaşmadan nasıl yandaş basına sızdığı sorusu hala geçerliliğini koruyor,” ifadelerini kullandı. Bu ifadeler, Türkiye’de basın özgürlüğüne dair tartışmaları daha da alevlendirdi.
Haber peşindeki gazeteciler Uğur Koç, Berkant Gültekin ve Yaşar Gökdemir savcı peşindeki “gazeteciyi” haberleştirdikleri için gözaltına alındıkları esnada;
Gizli soruşturmalar ve iddianameler muhatabına ulaşmadan yandaş basına nasıl “sızıyor” sorusu güncelliğini koruyordu.. pic.twitter.com/Ems8K6zxX8— Gökhan Günaydın (@gunaydingokhan) February 8, 2025
Bu gözaltılar, özellikle muhalif medyaya yönelik baskıların arttığı bir dönemde gerçekleşti. Basın mensuplarının, toplumu bilgilendirmek için yaptığı çalışmalar, sık sık soruşturmalara ve ceza süreçlerine tabi tutuluyor. Gözaltına alınan gazetecilerin durumunun ne olacağı merak konusu olurken, basın kuruluşları ve medya mensupları, Gökhan Günaydın’ın çağrısıyla birlikte bu durumu kınadı.
Genel olarak Türkiye’de basın özgürlüğü, son yıllarda ciddi bir tehdit altına girmiş durumda. Uluslararası insan hakları örgütleri ve gazetecilik kuruluşları, Türkiye’yi ifade özgürlüğü konusunda eleştirmekte ve gazetecilerin, özellikle muhalefet tarafından ele alınan konularla ilgili haber yapma özgürlüğünü savunmaktadır. Gözaltına alınan gazetecilerin, ifade özgürlüğü ve basın hürriyeti adına önemli bir duruş sergiledikleri değerlendiriliyor.
Bu olay, basın özgürlüğü mücadelesinin henüz sona ermediğini ve gazetecilerin hukuki koruma altına alınması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Gazetecilerin kötü muameleye ve sansüre maruz kalmadan düzgün bir şekilde haber yapabilmeleri için toplumsal destek ve uluslararası dayanışmanın önemine dikkat çekiliyor.
