Fiji İguanalarının Gizemi: Kuzey Amerika Bağlantısı

Araştırmanın başyazarı Simon Scarpetta, büyük bir kasırganın dev ağaçları yerle bir ederek iguanaları ve yumurtalarını taşıyan doğal sallar oluşturmuş olabileceğini ifade etti. Bu doğal salların, okyanus akıntıları sayesinde iguanaların Fiji‘ye ulaşmalarına yardımcı olduğu iddia edilmektedir. Fiji’nin rengarenk yeşil iguanaları, Batı Yarımküre dışındaki tek iguana türü olarak vurgulanmaktadır. Fiji’ye nasıl ulaştıkları ise bilim dünyasında uzun süredir merak edilen bir konu olmuştur.
Yeni bir genetik analiz, PNAS dergisinde yayımlanan araştırmalar sonucunda Fiji iguanalarının daha önce sanıldığı kadar uzak akrabalıklara sahip olmadığını ortaya koymuştur. Araştırmacılar, Fiji iguanalarının en yakın akrabalarının Kuzey Amerika çölünde yaşayan Diposaurus cinsi iguanalar olduğunu keşfetmişlerdir. Bu türlerin, yaklaşık 34 milyon yıl önce iki farklı grupta ayrıldığı ve Fiji’deki adaların oluşumu ile paralel bir dönemde sürüngenlerin bu bölgeye ulaştığı tahmin edilmektedir.
Önceki teoriler, Fiji iguanalarının Güney Amerika, Antarktika veya Avustralya üzerinden daha kısa yollarla Fiji’ye ulaşmış olabileceğini öne sürüyordu. Ancak bu hipotezler, yapılan genetik analizlerle desteklenememiştir. Yenilikçi araştırma, söz konusu iguanaların doğrudan Kuzey Amerika’dan geldiğine dair güçlü veriler sunmuştur.
Profesör Jimmy McGuire, “İguanaların Fiji’ye doğrudan Kuzey Amerika’dan ulaşmış olması çılgınca görünebilir, ancak diğer olasılıklar zaman açısından mantıklı değil” şeklinde değerlendirmelerde bulunmuştur. Bu açıklama, araştırmanın sunduğu bulguların önemini ve Fijili iguanaların kökenlerinin anlaşılmasındaki zorlukları vurgulamaktadır.
Fiji iguanalarının bu uzun yolculuğa nasıl katlandıkları da araştırmacılar için önemli bir soru olmuştur. Çöl iguanalarının açlık ve susuzluğa dayanıklı özellikleri, bu türlerin uzun süre boyunca yiyecek ve su olmadan hayatta kalabilmesini sağlamaktadır. Araştırmacılar, “Bu yolculuğun tam zamanlamasıyla ilgili kesin bir bilgiye sahip değiliz; ancak bu olay kendisi başlı başına muhteşemdir” diyerek, bu buluşun tarih öncesi biyocoğrafya açısından büyük bir sıçrama olduğunu belirtmişlerdir.
Bütün bu bulgular, Fiji iguanalarının Kuzey Amerika ile olan akrabalık ilişkilerini net bir şekilde ortaya koymakta ve onların tarihsel yolculuklarının daha önce bilinmeyen yönlerini gün yüzüne çıkarmaktadır. Araştırmalar, tarih öncesi dönemlerdeki biyocoğrafik olayların dinamiklerini anlamak açısından da önemli bir ışık tutmaktadır. Fiji’nin ikonik iguanalarının kökenleri üzerine yapılan bu çalışmalar, sadece biyolojik çeşitliliği anlamamızda değil, aynı zamanda evrimsel süreçler hakkında daha derin bir perspektif sunmaktadır.