Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz Üzerine Soruşturma
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçlar Soruşturma Bürosu, gazeteci Fatih Altaylı tarafından kaleme alınan “Enkazdan korkmayan mapustan korkmaz” başlıklı yazıyla, İsmail Saymaz‘ın bir televizyon programında yaptığı “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’ye MHP’li vekillerle ilgili bazı görüntüler izletti” açıklamaları nedeniyle soruşturma başlattı. Bu gelişmeler, medyada geniş yankı uyandırdı ve basın özgürlüğü üzerinde tartışmaların alevlenmesine neden oldu.
Ajans Türkiye’nin (AA) aktardığı bilgilere göre, Başsavcılık tarafından yayımlanan açıklamada, Saymaz’ın iddialarının İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından yalanlandığı belirtildi. Bu bağlamda, soruşturmanın iki gazeteci hakkında “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasından ötürü başlatıldığı bildirildi. Saymaz’ın televizyon programındaki ifadeleri, Türkiye’nin kamuoyunu yanıltma amacı taşıdığı gerekçesiyle ele alındı.
Bunun yanı sıra, Saymaz’ın iddialarını yalanlayan İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, söz konusu olayın kamuoyunun gerçekleri öğrenme hakkına zarar vermemesi gerektiğine dikkat çekti. Saymaz’ın açıklamasının ardından, bu kurumun durumu netleştirmek adına hızla harekete geçmesi, basın dünyasındaki gergin atmosferi gözler önüne serdi.
Fatih Altaylı, bu gelişmelere tepkisini gösterirken, Halk TV ile yaptığı röportajda, “Daha yazının mürekkebi kurumadı” sözleriyle yargının hızlı olan müdahalelerine atıfta bulundu. Altaylı, bu tür incelemelerin ne denli süratli gerçekleştirildiği noktasında eleştirilerini dile getirdi. Hızlı bir şekilde başlayan soruşturma, aynı zamanda Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü konusundaki endişeleri tekrar ortaya çıkardı.
Bu durum, kamuoyunda haklı bir endişenin oluşmasına yol açarken, basının özgürlük alanlarının ne ölçüde korunabileceği ile ilgili tartışmaları da beraberinde getirdi. Türkiye’deki bazı medya organları, bu tür soruşturmaların gazetecilerin işlerini yapmalarını zorlaştırdığına dikkat çekerek, halkın haber alma özgürlüğünün kısıtlanmasını eleştirmekte. Ayrıca, basında cinsiyetçilik, sansür ve otosansür gibi sorunların yaygınlaşmasına da vurgu yapılıyor.
Özetle, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan bu soruşturma, yalnızca iki gazeteciye yönelik bir durum olarak kalmayıp, aynı zamanda Türk medyası ve basın özgürlüğü üzerindeki baskılar açısından da önemli bir dönüm noktasını oluşturdu. Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz gibi önemli isimlerin başı çektiği bu süreç, Türkiye’deki ifade özgürlüğü tartışmalarının derinleşmesine ve bu konuda yine kamuoyunun sessiz kalmamasına olanak sağlamaktadır.
Kaynak: AA
