Ekonomi

Çiğ Köfte Fiyatları İthal Girdilerle Yükseliyor!

Türkiye’de 7’den 70’e birçok vatandaşın günlük yaşamında önemli bir yere sahip olan aperitif yiyeceklerden biri çiğ köftedir. Ancak son zamanlarda bütçe dostu bir seçenek olma özelliğini kaybetmiştir. Çiğ köfte yapımında kullanılan marul, biber, bulgur ve yağ gibi malzemeler artık büyük ölçüde ithal edilir hale gelmiştir. Bu durum da çiğ köftenin fiyatının artmasına neden olmuştur.

Türkiye’nin tarımında dışa bağımlılık, ithal girdi maliyetleri ve enflasyonun artışı gibi etkenler, işçilik ücretleri, akaryakıt, enerji ve nakliye maliyetlerindeki yükselişlerle birleşince, birçok gıda ürününün ithalata bağımlı hale gelmesine yol açmıştır. Çiğ köfte gibi milli yiyecekler bile ithal girdilerle erişilmez hale gelmiştir. Örneğin, şu anda dürümü 250 TL’ye ulaşan etsiz çiğ köftenin biberi İran’dan, marulu ise Nil Nehri kıyılarından, Mısır’dan gelmektedir.

Ayçiçek yağı, sıfır gümrükle Ukrayna, Bosna-Hersek, Tunus ve Makedonya gibi ülkelerden temin edilmektedir. Çiğ köftenin bulguru ise genellikle Rusya’dan ithal edilmekte ve Türkiye’de işlenerek kullanılmaktadır. Şanlıurfa ve Antep gibi illerin yerel malzemeleri ile hazırlanan acılı çiğ köftenin baharatları da yine İran’dan getirilmektedir. Ayrıca, etli çiğ köfte fiyatları da artan et maliyetleri nedeniyle kısalmış ve bu ürünlerin porsiyonları küçülmüştür.

Özellikle ithal et kaynaklı fiyat artışları, etli çiğ köftenin 250 gramlık porsiyonunu 300-350 TL bandına çekmiştir. Yüksek maliyetler nedeniyle Türkiye’deki çiftçiler, kendi ürettikleri marul ve biber gibi ürünleri pazara ulaştıramamakta, bu ürünler tarlalarda çürümeye terk edilmektedir. Tarımsal destek ödenekleri, ithal tarım ve gıda ürünlerine harcanan milyar dolarlık rakamlarla kıyaslandığında yetersiz kalmaktadır.

‘ZAM’ BASKISI MI VAR

Ramazan döneminde gıda fiyatlarının sabit tutulmasına yönelik baskılar artmaktadır. Gıda sanayicileri ve üreticilerle yapılan toplantılarda, ürün fiyatlarının en az 12 ay boyunca sabit tutulması gerektiği yönünde uyarılar yapılmaktadır. Hazine ve Maliye, Ticaret, Tarım ve Orman Bakanlıları’nın bulunduğu Gıda Komitesi’nde, yüksek para cezası tehditleriyle gıda üreticilerine zam yapmamaları konusunda uyarı yapılmaktadır.

İl valilikleri ve ilgili bakanlıkların il müdürlüklerine ceza uygulamalarını artırmaları talimatı verilmiştir. Ayrıca, Merkez Bankası’nın (MB) 2025 1’inci Enflasyon Raporu’nda yılsonu enflasyon hedefinin üç puan artışla yüzde 21’den 24’e yükseltilmesi, gıda enflasyonu ve konut kiralarındaki artışla ilişkilendirilmiştir.

2024 yılında Türkiye’nin tarımsal ürün ithalatına ayıracağı döviz miktarının 23,2 milyar dolar, TL karşılığının ise 812 milyar TL olması beklenmektedir. Bununla birlikte 2025 bütçesinde tarımsal desteklemeye ayrılan 135 milyar TL, geçen yıl ithalata harcanan rakamın altıda biri kadardır. Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) 2024 Yılı Tarım Raporu’na göre, Türkiye’nin buğday, mısır, soya ve ayçiçeği gibi temel ürünlerde ithalata bağımlılığı artmıştır. Bu gıda üretiminde yaşanan maliyet artışları, sahte ve taklit ürünlerin yaygınlaşmasına ve bu duruma bağlı olarak halk sağlığını tehdit eden pestisit kullanımındaki artışa da yol açmaktadır.

2023 yılı itibarıyla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu