Teğmenlerin Kılıçlı Yemini Disiplin Kuruluna Sevk!

Kara Harp Okulu’ndaki mezuniyet töreninde bazı teğmenlerin “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek kılıçlı yemin etmeleri ve bu nedenle disiplin kuruluna sevk edilmeleri geniş bir yankı buldu. Teğmenlerin bu davranışı kamuoyunda tartışmalara neden olurken, haberlere yansıdığı kadarıyla ihraç talebi gündeme geldi. Bu durum, genç askerlerin ulusuyla olan bağlarını ve Cumhuriyet’in kurucu değerlerine bağlılıklarını ifade etme biçimi olarak yorumlandı.
Gün içerisinde Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in bütçe görüşmeleri sırasında protesto edilmesinin ardından, Milli Savunma Üniversitesi’nin mezuniyet töreninde bu konuyla ilgili soruları yanıtlaması dikkat çekti. Bakan Güler, yaşanan olayın ardından teğmenlerin disiplin kuruluna sevk edilmesiyle ilgili olarak yapılan açıklamalarda, durumun organize bir şekilde gerçekleştiğini ifade etti.
Bakan Güler, teğmenlerin kılıçlı yemininin ve “Atatürk’ün askerleriyiz” ifadesinin sorgulanmadığını vurgularken, olayın sadece kasıtlı bir disiplinsizlik olarak değerlendirildiğini söyledi. İlgili açıklamalarda, bu tür eylemlerin amirlerin izinleri olmadan yapıldığını ve emir komuta zincirinin devre dışı kaldığını belirtti. Bu açıklama, teğmenlerin ifadelerinin ve davranışlarının devlete ve disiplin kurallarına aykırı olduğu anlamını taşıdı.
‘F-35 İÇİN TEKLİFİMİZİ İLETTİK’
Olayların sıcak gündeminin yanı sıra, Bakan Güler aynı zamanda Türkiye’nin ABD’den alamadığı F-35 savaş uçaklarına ilişkin güncel durumu da aktardı. Güler, Türkiye’nin uzun bir süre boyunca F-35 programının bir parçası olduğunu ve parasını ödediğini belirtirken, şu anda F-35 programında Türkiye’nin altı adet uçağı bulunduğunu açıkladı. Bu durum, ABD’nin Türkiye’ye vermek istemediği uçaklarla ilgili sürecin yeniden değerlendirileceği anlamına geldi.
Son olarak, Bakan Yaşar Güler, Türkiye’nin yerli ve milli savunma sanayi projeleri sonucunda gelişen ve üretilen KAAN savaş uçağının ABD yetkililerini etkilediğini, bu nedenle F-35 almak için tekliflerinin yeniden iletildiğini ifade etti. Güler’in bu yorumları, uluslararası savunma işbirlikleri ve Türkiye’nin savunma sanayi konusundaki bağımsızlık çabaları açısından önemli bir gelişmeyi işaret ediyor.