Ekonomi

Enflasyon Gıda Fiyatlarını Patlattı!

Türkiye, 2025 yılına girdiğinde, siyasi baskı ve ekonomik zorluklar ile baş başa kalan milyonlarca insanın durumu giderek kötüleşmektedir. Bu ortamda, geçim sıkıntısı çeken halkın sofrası her geçen gün küçülmekte, yaşam standartları giderek düşmektedir. Özellikle enflasyondaki durdurulamayan artış, toplumsal huzursuzluğa neden olurken, bu durum Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu tarafından yayımlanan Mart 2025 tarihli ‘Halkın Enflasyonu’ araştırmasına da yansıdı. Araştırmanın bulgularına göre, gıda fiyatları tek bir ay içerisinde yüzde 6.8 oranında artış göstermiştir. Yılın ilk çeyreğinde toplam artış ise yüzde 13.6 olarak belirlenirken, yıllık bazda enflasyon oranı yüzde 54.2’ye kadar yükselmiştir. Özellikle son 12 aylık süreç değerlendirildiğinde gıda fiyatlarının artışı yüzde 72.2 oranındadır.

58 Aydır Süregelen Artış

Birleşik Kamu-İş’in gıda fiyatları endeksi, Haziran 2020 tarihinden bu yana tam 58 ay boyunca kesintisiz bir şekilde artış göstermiştir. Örneğin, 2020 yılında 100 lira karşılığında temin edilebilen temel gıda sepetinin günümüzde 1.850 liraya satın alınabildiği gözlemlenmektedir. Bu durum, özellikle düşük ve sabit gelire sahip olan kesimlerin hayatını zorlaştırmakta ve onları derin bir ekonomik sıkıntıya sürüklemektedir. Ocak ayında gıda fiyatları yüzde 4 oranında artarken, Şubat ayında bu oran yüzde 2.2’ye gerilemiştir. Ancak Mart ayı itibarıyla, önceki iki aylık artışlarla birlikte gıda fiyatları yılın ilk üç ayında toplamda yüzde 13.6 oranında yükselmiştir.

Ekonomik koşullardaki bu olumsuz gelişmeler, toplumun geniş kesimlerini etkilemekte ve insanlar, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk yaşamaktadır. Bugün, Türkiye’deki birçok kişi, bu yüksek gıda fiyatları nedeniyle gıda maddelerinin alımında kısıtlamalara gitmekte ve sağlıklı beslenme konusunda ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalmaktadır. Siyasi istikrarsızlık ve ekonomik zorluklar, halkın yaşam kalitesinin düşmesine sebep olurken, bu durum sosyal huzursuzluğu da beraberinde getirmektedir.

Bu bağlamda, hükümetin ve yetkili kurumların, halkın yaşadığı ekonomik buhrana yönelik acil tedbirler alması gerekmektedir. Özellikle gıda güvenliği ve fiyat istikrarı konularında atılacak adımlar, halkın yaşam standartlarını yeniden yükseltebilir. Aksi takdirde, bu kötü gidişat, toplumsal huzursuzlukların daha da artmasına zemin hazırlayacaktır. Ekonomik anlamda yaşanan kriz, sadece güncel fiyat artışlarıyla sınırlı kalmayıp, uzun dönemli etkileriyle de halkı etkileyecek gibi görünmektedir. Bu yüzden, toplumun tüm kesimlerinin sesi duyulmalı ve gerekli önlemler bir an önce alınmalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu