Türkiye ile Endonezya arasında ekonomik ve ticari ilişkilerin değerlendirilmesi amacıyla ATO’da düzenlenen görüşme, Endonezya Büyükelçisi Purnama ile ATO Başkanı Baran arasında gerçekleşti. Bu önemli toplantıda, iki ülke arasında ticaret hacminin artırılması ve işbirliği olanaklarının keşfedilmesi konusu ele alındı.
Purnama, görüşme sırasında Endonezya’nın ekonomik durumu hakkında bilgi vererek, Türkiye ile olan ticaret hacminin artması için iki ülke arasında bir Serbest Ticaret Anlaşması imzalanmasının büyük önem taşıdığını dile getirdi. Bu anlaşmanın, ticari ilişkilerin derinleşmesine katkı sağlayacağına vurgu yaptı. Ayrıca, Endonezya’nın büyüyen pazar potansiyeline dikkat çekerek, Türk işadamlarını ülkesine davet etti.
Baran ise, Purnama’ya Türkiye ve özelde Ankara ekonomisi hakkında bilgi vererek, Endonezya ile Türkiye’nin savunma sanayisi başta olmak üzere birçok farklı sektörde mevcut ilişkilerinin bulunduğunu belirtti. Baran, “2030 yılına kadar dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefleyen Endonezya ile ticari ilişkilerimizi derinleştirmek ve yatırım fırsatlarını artırmak istiyoruz” dedi. Bu bağlamda, Türkiye-Endonezya ticaretinin şu anda 2,5 milyar dolar seviyelerinde olduğunu ve bu rakamın en kısa sürede 5 milyar dolara çıkarılması gerektiğini ifade etti.
Baran, Türkiye ve Endonezya arasındaki savunma sanayisi işbirliğine de değinerek, bu alanda daha fazla gelişim kaydedilebileceğini vurguladı. İki ülkenin tanklar ve zırhlı araçlar gibi kara harp araçlarının yanısıra, hızlı saldırı botları gibi deniz harp araçlarının ortak üretiminde işbirliği yaptığı bilgisi paylaşıldı. Ayrıca, Endonezya Kara Kuvvetleri için iki yıllık bir süreçte 18 tank üretimine yönelik bir anlaşmanın imzalandığı belirtildi. Bu anlaşmaya göre, tanklardan 10’u Türkiye’de, 8’i ise Endonezya’da üretilecek.
Sonuç olarak, Türkiye ve Endonezya’nın savunma sanayisi alanında sahip olduğu potansiyeli birleştirerek büyük başarılara imza atabileceğine inandıklarını ifade eden Baran, iki ülke arasındaki işbirliğinin birçok alanda daha da geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Bu görüş değişimi, iki ülkenin ekonomik ve ticari ilişkilerini güçlendirmek adına önemli bir adım olarak değerlendirilmekte ve gelecekteki işbirliklerinin temelini atmış bulunmaktadır.
