1919 yılında Londra’da doğan 105 yaşındaki Daisy Taylor, uzun yaşamanın basit iki sırrını paylaşıyor. Şu anda bir bakım evinde yaşamını sürdüren Taylor, her sabah spor egzersizlerine devam etmenin önemini vurguluyor. Yaşına rağmen yoga ve dans derslerine katılan bu meraklı yaşlı kadın, spor yaparken en çok fayda sağladığı hareketlerden birini de açıklıyor. ‘Ayakta yarım ay’ pozunun hem fiziksel hem de zihinsel olarak kendisine iyi geldiğini ifade eden Daisy, bu pozun sağladığı denge ve rahatlama hissinin önemine dikkat çekiyor.
Daisy Taylor, 105 yaşını kutladığı doğum günü partisinde, hayatının bu kadar uzun süreceğini asla hayal etmediğini, ancak her anından keyif aldığını belirtti. Bu yaşanmışlık, onu yaşadığı her anı değerli kılmak konusunda destekliyor. 105. yaşında kutladığı doğum günü, yakınlarının ve sevdiklerinin katılımıyla neşeli bir kutlama haline geldi.
HAYAT MOTTOSUNU 3 CÜMLEYLE ANLATTI
Uzun yaşamanın sırrını eğlenmek ve her gün esneme olarak özetleyen Taylor, yaşam mottosunu da şöyle ifade ediyor: “Her sabah uyandığınızda eğlenmeye bakın. Küçük şeylerden keyif almayı unutmayın; insanlarla sohbet etmeyi ve açık havada zaman geçirmeyi seviyorum. Sandalyede uzun süre oturmayı sevmem, hareket etmeyi tercih ederim.” Bu sözler, onun yaşam felsefesini ve hayata bakış açısını ortaya koyuyor.
Daisy Taylor’ın uzun yaşama konusundaki sırları sadece kendisiyle ilgili değil. Ayrıca, 103 yaşında bir kız kardeşi ve 90’lı yaşlarına kadar yaşamış beş kardeşi ile birlikte geldiği ailedeki genetik faktörler de dikkat çekici. Taylor, sabah uyandığında kendine “Bir gün daha” derken, bu durum onda bir minnettarlık hissettiriyor ve günlük yaşamında pozitif bir başlangıç yapmasına yardımcı oluyor.
Tüm bu ipuçlarıyla, Daisy Taylor, yalnızca fiziksel sağlığına değil, aynı zamanda ruhsal sağlığını da koruyarak yaşamakta olan bir örnek teşkil ediyor. Onun felsefesi, yaşamın sunduğu anları değerlendirmek ve her günün tadını çıkarmaktan geçiyor. Uzun yaşamı boyunca elde ettiği deneyimlerle, genç nesillere ilham vermeyi sürdürüyor.
