Daily Mail’deki bir habere göre, Kübalı iş insanı Mario Salcedo, yılda yalnızca 15 gününü karada geçirmektedir. Ancak bu günler birbiriyle ardışık değildir. Salcedo, karaya sadece başka bir limana uçması gerektiğinde, doktora ya da bankaya gitmesi gerektiğinde adım atmaktadır. Bu durum, onun hayatının büyük bir bölümünü deniz yolculuğuna adadığını göstermektedir.
Miami’de bir iki odalı daireye sahip olmasına rağmen, Salcedo odalardan birini gemilerdeki anılarını sergileyen bir müzeye dönüştürmüştür. Uzun süre denizde yaşamış olması sebebiyle artık düzgün yürümekte bile zorlandığını ifade etmektedir. Sıklıkla deniz yolculuğu yaptığı için, bu durumu hayatının bir parçası olarak kabul etmektedir.
Her ne kadar zorlu bir yaşam tarzını kabullenmiş olsa da, Mario Salcedo formunu korumak için dans etmekte ve sık sık yürüyüş yapmaktadır. Kendisi, “Karada geçirdiğim günlerde sadece birkaç kilo alıyorum, o da McDonald’s ve Burger King yüzünden.” diyerek durumu espriyle karşılamaktadır. Salcedo, bu şekilde hem sağlığını korumaya çalışmakta hem de yaşamının tadını çıkarmaktadır.
“DENİZ HAYATI KARADAN DAHA KONFORLU”
Salcedo, limanlara vardığında genellikle karaya çıkmak yerine scuba dalışını tercih etmektedir. Bu şekilde günlerini değerlendirmekte ve akşamları konyağını yudumlayarak puro içerek vakit geçirmektedir. Sosyal medyada da yer alan Salcedo, “Denizde olmak benim için daha konforlu. Deniz yolculuğu asla eskimiyor.” diyerek hayatının denizle iç içe olmasını öne çıkarmaktadır. Bu ifade, onun için deniz hayatının sunduğu özgürlük ve konforun önemini vurgulamaktadır.
Mario Salcedo’nun hayatı, dünyadaki birçok kişi için göz önüne alınması gereken bir yaşam tarzını temsil etmektedir. Çoğu insan karada vakit geçirdiği süreyi mutlulukla değerlendirirken, onun tercihi tamamen denizle iç içe bir yaşam sürmektir. Salcedo’nun yaşamından yola çıkarak, farklı yaşam tarzlarının ve tercihlerinin nasıl çok zengin olabileceğini anlıyoruz. Bu durum, bireylerin kendi mutluluklarını bulmalarına yardımcı olan katmanlı ve çok boyutlu bir yaklaşım sağlayabilir.
Sonuç olarak, Mario Salcedo’nun hayatı, denizle derin bir bağ kurarak farklı bir yaşam tarzı benimsemiş bir iş insanının hikayesidir. Bu sıra dışı yaşam tarzı, karalardaki klasik yaşamın dışında, okyanuslarla iç içe geçirdiği günlerin ona sunduğu avantajları ve zorlukları gözler önüne seriyor. Bu durum, yaşam stilinin kültürel ve bireysel olarak ne denli farklılık gösterebileceğini de göstermektedir. Herkesin hayatı, kendi seçimleri doğrultusunda şekillenmektedir ve Salcedo’nun hayatı, bu seçimin bir göstergesidir.
