Son dönemlerde, İsrail güçlerinin Suriye topraklarına doğru ilerlediği görüldü. Yapılan operasyonlar neticesinde, hedef alınan yerler arasında gelişmiş füze depolama sahaları, hava savunma sistemleri, silah üretim tesisleri ve bir kimyasal silah sahası bulunduğu bildirilmektedir. Bu durum, bölgedeki gerilimi artırarak uluslararası toplumun dikkatini üzerinde topladı.
Yaşanan gelişmelere dair daha fazla bilgi veren İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, işgal altındaki Golan Tepeleri’nde bulunan Bental Dağı’na yaptığı ziyaret sırasında bir video mesajı kaydetti. Netanyahu, burada yaptığı açıklamada, “Bu bölge, yaklaşık 50 yıldır, 1974 yılında üzerinde anlaşmaya varılan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması uyarınca bir tampon bölge olarak kontrol ediliyordu. Bu anlaşma artık çökmüştür ve Suriye askerleri mevzilerini terk etmiştir” ifadelerini kullandı.
Netanyahu’nun bu açıklamaları, Suriye’deki mevcut durumun tehlikeli bir noktaya geldiğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Savaşın, söz konusu anlaşmaların ihlali ile daha da tırmanmasından korkuluyor. Özellikle, Suriye’nin devlete ait olan askeri varlıklarının İsrail tarafından hedef alınması, bu alandaki askeri çatışmaların ve denklemdeki değişikliklerin nasıl gelişeceği konusunda kamuoyunu endişeye sevk ediyor.
Uzak geçmişe bakıldığında, 1974’te imzalanan bu anlaşma, İsrail ve Suriye arasındaki çatışmalar sonrası bölgedeki istikrarı sağlamaya yönelik önemli bir adımdı. Uluslararası gözlemcilerin bulunduğu bu tampon bölgenin, olayların bugünkü aşamasında tamamen işlevsiz hale gelmesi ise, siyasi ve askeri dengelerin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Bunun yanı sıra, Suriye’nin çeşitli bölgelerinde mevcut olan kimyasal silahların varlığı, bu durumun çok daha karmaşık hale gelmesine sebep olmaktadır. Kimyasal silahların özellikle uluslararası kurallar çerçevesinde yasaklanmış olması, bu konuda yaşanacak herhangi bir gelişmenin ciddi sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Bu noktada, İsrail‘in ve diğer ülkelerin nasıl bir tutum alacağı merak konusu olmaktadır.
Özetle, İsrail güçlerinin Suriye topraklarında gerçekleştirdiği operasyonlar, bölgedeki gerilimi artırmakla kalmıyor, aynı zamanda bu durumun uluslararası güç dengeleri üzerindeki olası etkileriyle ilgili kaygılar da doğuruyor. Netanyahu‘nun açıklamaları, Suriye’deki mevcut askeri durumun yanı sıra, gelecekte yaşanabilecek olumsuz gelişmelerin habercisi niteliğinde. Dolayısıyla, bu mesele hem bölgesel hem de global çaptaki istikrar açısından kritik öneme sahip olmaya devam edecek.
