Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçe görüşmeleri sırasında, atmosferin oldukça gergin olduğu anlar yaşandı. Bu gerginliğin başlıca sebebi, Bakan Murat Kurum’un İzmir Körfezi ile ilgili tartışmaları sürdürmesiydi. İzmir Körfezi’nin geleceği ile ilgili endişeleri dile getiren Bakan Kurum, daha önceki oturumlarda da bu konunun gündeme gelmesinin ardından, bu kez yapay zeka tarafından hazırlanan bir fotoğraf gösterdi.
Bakan Kurum, yapay zekaya hazırlatılan İzmir Körfezi fotoğrafını göstererek, İzmir’in önümüzdeki on yıl içinde bir felaket ile karşılaşacağını iddia etti.
Bakan Kurum, yapay zeka tarafından oluşturulan ve gerekli önlemler alınmazsa İzmir Körfezi’nin 2034 yılında ne duruma geleceğini gösterdiği öne sürdüğü fotoğrafla, “Sayın Özgür Özel, yapay zekaya İzmir Büyükşehir Belediyesi müdahale etmezse 2034 yılında körfezin ne durumda olacağını sorduk. Balık yaşamı sona eriyor, körfez mavi siyaha dönüşüyor.” şeklinde ifadelerde bulundu. Kurum, “İzmir’e yapay zeka değil, yapan zeka lazım” dedi.
Bu iddiaların ardından, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya Milletvekili Veli Ağbaba tepkisini dile getirerek, “İzmir, Yunan toprağı mı, gavur mu? İzmir’e niye yatırım yapmadın? Senin zekân yetmiyor mu, yapay zekaya başvurdun. İmamoğlu seni tokat manyağı yaptı, utan”, dedi. Öte yandan, CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, “Ekrem İmamoğlu’ndan 1 milyon oy fark yedin” diyerek Bakan Kurum’a sert bir yanıt verdi.
Bakan Kurum’un açıklamaları ve İzmir Körfezi üzerindeki durumu ele alışı, muhalefet partilerinin tepkisini çekti. CHP milletvekilleri, Bakan Kurum’un konuşmalarını eleştirirken, İzmir ile ilgili tüm sorumluluğun kendisinin olmadığını belirtti. Bu durum, iktidar ve muhalefet arasında gergin tartışmalara yol açarak, bütçe görüşmelerinin tansiyonunu artırdı. Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın vesilesiyle İzmir Körfezi’nin geleceği üzerine yapılan tartışmaların çok daha derin çevresel konuları içerebileceği ise herkesin gündeminde yer aldı.
Sonuç olarak, TBMM’de yaşanan bu tartışmalar, çevre duyarlılığı konusunda daha fazla hassasiyet gösterilmesi gerekliliğini ortaya koyarken, politik alanın ne denli etkili olduğuna da dikkat çekti. İzmir Körfezi gibi kritik bir konuda gerek muhalefet, gerekse iktidar adına atılacak adımlar büyük önem taşıyor. Gelecek on yıl içinde bu gibi meselelerin çözümü için birlikte hareket edilmesi gerektiği vurgulanıyor.
