Çocukluk Çağı Kanserlerinde Endişe Verici Artış!

İzmir’deki Dr. Behçet Uz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Onkoloji Uzmanı Dr. Bengü Demirağ, ’15 Şubat Dünya Çocukluk Çağı Kanseri Günü’ nedeniyle yaptığı açıklamada çocukluk çağı kanser vakalarının her yıl artış gösterdiğine dikkat çekti. Dr. Demirağ, kliniklerinde sadece 4 saatlik bir bebeğe kanser tanısı koyulduğunu, bu durumun dikkate değer olduğunu ve bu yaşta bir çocuğun kanser olmasının nedeninin kesinlikle çevresel veya davranışsal faktörler olmadığını vurguladı. Hatta bu tümörlerin anne karnında dahi oluşabilme potansiyeli taşıdığına değindi. Klinikte yatan en küçük hastalarının 40 günlük olduğunu belirten Demirağ, çocukluk çağı kanserlerinin farkındalığını artırmak adına bu tür günlerin önemli olduğuna işaret etti.
Çocukluk çağı kanserlerinin, çocuklar arasında nadir görülmesine rağmen kritik bir sağlık sorunu olduğunu belirten Dr. Bengü Demirağ, bu bilincin artırılmasının toplum için büyük önem taşıdığını ifade etti. Türkiye genelinde 0-14 yaş arası yıllık 3 bin kanser hastası varken, dünya genelinde bu rakamın 250 binden 300 bine çıktığına dair istatistiklere dikkat çekti. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlanan verilere göre, kanserin çocukları etkileyen faktörlerin erişkinlerdeki nedenlerle benzerlik gösterdiğine değindi.
Dr. Demirağ, çocukluk çağı kanserleri arasında en sık görülen türün lösemi olduğunu belirtirken, beyin ve omurilik tümörleri ile lenfoma vakalarının da yaygın olduğunu kaydetti. Nöroblastom, böbrek, karaciğer, kemik ve göz tümörleri gibi çeşitli tümör türlerinin çocuklarda sıklıkla rastlandığını belirtti. Kanser tedavisinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini vurgulayan Demirağ, doktorlardan hemşirelere, ailelerle yapılan ilişkilere kadar her kişinin bu süreçte önemli bir rol oynadığını ifade etti. Tedavi sürecinde ailelerin bilgilendirilmesinin yanı sıra beslenme ve hijyen koşullarının da çok kritik olduğunu vurguladı.
Dr. Demirağ, çocukluk çağı kanseri oranının giderek yükseldiğinin altını çizerken, yaş aralığının da aşağıya kaydığını vurguladı. Çocukların kanser hastalığının nedenlerini belirtmenin yetişkinlere göre daha zor olduğunu ifade eden Demirağ, verilen örnekle sadece 4 saatlik bir bebeğe kanser tanısı koyulmasının hastalığın ne denli erken yaşta ortaya çıkabileceğine işaret etti.
Çocuk Onkoloji Kliniği’nde yatan hasta kapasitesinin 18 olduğunu belirten Dr. Demirağ, Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen hastalara tedavi verdiklerini aktardı. Ailelere, çocuklarındaki en küçük sağlık sorunlarını göz ardı etmemeleri konusunda uyarılarda bulunarak, belirtilerin gözlemlenmesi gerektiğini ifade etti. Özellikle geçmeyen öksürük veya alerji gibi durumların sürekli içgörü ile takip edilmesi gerektiğini vurguladı. Bu tür durumların, kanserin belirtileriyle karışabileceğini ve doktorla sürekli iletişim halinde olmanın önemini aktardı.
Yine İzmir’in Buca ilçesinde yaşayan iki çocuk babası Anıl Yurtsever, 2,5 yaşındaki oğlu Efe’ye lenfoma tanısının konulduğunu anlattı. Efe’nin yılbaşı gecesi vücudunda şişlikler meydana geldiğini; hastanede yapılan tetkiklerin ardından onkoloji servisinde tedaviye başladıklarını söyledi. Yurtsever, bu süreçte doktorlardan aldığı güvence ile güzel sonuçlar beklediklerini, moralin hastalık sürecinde en önemli şey olduğunu aktardı.
Sonuç olarak, Dr. Bengü Demirağ’ın açıklamaları, çocukluk çağı kanserinin ciddiyeti, erken tanı ve tedavi sürecinin önemi hususunda hayati bilgiler sunmaktadır. Ailelerin bilincinin artırılması, sağlık profesyonelleri ile aktif iletişim içinde olunması bu hastalığın üstesinden gelinebilmesi adına kritik öneme sahiptir.