Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (ICC), İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant için yayınladığı tutuklama emirleri, İsrail siyasetindeki farklı kesimlerden büyük bir öfkeyle karşılandı.
Hamas, İslami Cihat ve Gazze halkı ise bu durumu memnuniyetle karşıladı.
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, bu durumu “adalet ve insaniyet için kara bir gün” olarak tanımladı ve ICC’nin, “demokrasi ve özgürlük yerine terör ve kötülüğün tarafını seçtiğini” belirtti.
Benyamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, karar “Yahudi düşmanı” olarak nitelendirildi ve “yanlış ve saçma suçlamaları” reddettikleri ifade edildi. Ayrıca ICC’nin, “taraflı ve ayrımcı bir siyasi yapı” olduğu vurgulandı.
İsrail Parlamentosu Knesset’in Dış İlişkiler ve Savunma Komisyonu Başkanı Yui Edelstein, tutuklama emirlerini “İslamcıların çıkarları tarafından rehin alınmış siyasi bir yapının utanç verici kararları” olarak değerlendirdi. İsrail Dışişleri Bakanı ise ICC’nin meşruiyetini kaybettiğini savundu.
Hamas, kararı memnuniyetle karşılarken, örgütün liderlerinden Muhammed Deif hakkındaki tutuklama emrini ise yorumlamaktan kaçındı. Örgüt, yayınladığı açıklamada, “Siyonist savaş suçluları Netanyahu ve Gallant’ın yargılanması için dünya genelindeki tüm ülkelere mahkemeyle iş birliği yapma ve Gazze Şeridi’ndeki savunmasız sivillere karşı soykırım suçlarının derhal durdurulması için çalışma çağrısında bulunuyoruz” ifadelerine yer verdi.
Gazze’deki Filistinliler de bu kararı sevgiyle karşıladı. Gazze Şeridi’nden edildikten sonra Deyr el-Balah’ta yaşayan 40 yaşındaki Muhammed Ali, “Dehşeti yaşadık, aç kaldık, evlerimiz yok edildi, çocuklarımızı, oğullarımızı, sevdiklerimizi kaybettik. Karardan memnuniyet duyuyoruz ve ICC’nin kararlarının uygulanmasını umuyoruz” dedi.
Kız kardeşi yakın zamanda İsrail güçleri tarafından öldürülen Münire El Şami ise ICC’nin kararını değerlendirdiği sırada, “Kız kardeşim Wafa da dahil on binlerce kurban için adalet” dedi.
Tutuklama emirlerinin etkisi ne olacak?
Aralarında İngiltere’nin de bulunduğu 124 ülke, ICC üyesidir. Ancak, ABD, Rusya, Çin ve tabii ki İsrail, bu üye ülkeler arasında değildir.
Bu durumda, Netanyahu veya Gallant, üye ülkelerden birine ayak basarsa, tutuklanıp mahkemeye gönderilme riski taşımaktadır. Ancak uluslararası avukatlar, bu iki ismin bir gün yargılanmak için Lahey’e götürüleceği konusunda şüpheli.
Netanyahu, son yurt dışı ziyaretini Temmuz’da ABD’ye yapmıştı ve bu ülke, teorik olarak herhangi bir sorun yaşamadan ziyaret edilebilecek bir yer. Geçen yıl, Mart ayında da İngiltere dahil birçok ICC üyesi olan ülkelere gitmişti.
Bunu tekrar yapması durumunda tutuklanma riskinin çok düşük olduğuna inanılıyor, ayrıca ilgili ülkeler de bu pozisyonda kendilerini bulmak istemeyeceklerdir.
