Dünya

Fahrizade Suikastında 3 Casusa İdam Cezası!

2020 yılında İran’da gerçekleşen nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade suikastına dair yeni bir gelişme yaşandı ve bu olayla ilgili olarak, suikastı planlayan üç kişiye idam cezası verildi. Bu üç suçlu, suikastın gerçekleşmesinden bu yana 4 yıldır cezaevindeydi. İran Yargı Erki Sözcüsü Asgar Cihangir, düzenlediği basın toplantısında yaşanan bu gelişmeler hakkında detaylı bilgi verdi.

Cihangir, basında yer alan açıklamasında, Batı Azerbaycan eyaletinde yakalanan üç kişiyi “İsrail casusu” olarak nitelendirirken, bu kişilerin alkol kaçakçılığı kılıfı altında Fahrizade suikastında kullanılacak olan teçhizatı naklettiklerinin tespit edildiğini belirtti. Yargı Erki Sözcüsü, bu üç şahsın yargılandığını ve ardından idam cezasına çarptırıldıklarını ifade etti. Ayrıca, bu olayla ilgili olarak 5 kişinin daha yargı sürecinin devam ettiğini de sözlerine ekledi.

NÜKLEER PROGRAMIN MİMARIYDI

Muhsin Fahrizade, 27 Kasım 2020 tarihinde başkent Tahran’ın Abserd ilçesinde bir suikast sonucunda yaşamını yitirmişti. İran için son derece önemli bir isim olan Fahrizade, ülkenin nükleer programının baş mimarlarından biri olarak tanınıyordu. Suikastın hemen ardından, dönemin Dışişleri Bakanı olan Muhammed Cevad Zarif, suikastın düzenlenmesinde İsrail’in rol oynadığına dair “önemli kanıtlar” bulunduğunu ve bu konuyla ilgili uluslararası toplumun dikkatini çektiğini bildirmişti.

Ayrıca, İsrail’in istihbarat teşkilatı olan Mossad’ın eski başkanı Yossi Cohen, Haziran 2021’de Fahrizade’nin suikast öncesinde ve sırasında Mossad’ın “gözetimi altında” olduğunu belirtmişti. Bu açıklama, suikastın bir devlet destekli operasyon olduğuna dair iddiaları güçlendiren bir unsur olarak değerlendirildi. Fahrizade’nin öldürülmesi, İran’da geniş çaplı bir infiale yol açarken, ülkede güvenlik ve istihbarat ile ilgili eleştirilerin yükselmesine neden oldu.

Son gelişmeler, İran’ın güvenlik ajanslarının ve yargı erkinin bu tarz suikastlerin önüne geçme konusundaki kararlılığını gösterirken, uluslararası düzeyde de istihbarat savaşlarının ve bölgesel gerilimlerin sıradışı bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. İran, Fahrizade’nin ölümünden sonra, nükleer programına yönelik duruşunu sürdürürken, suikastın arkasında olduğu iddia edilen güçlerle olan gerilimini de arttırmış durumda. Yargı süreçlerinin devam etmesiyle, bu tür olayların gelecekte nasıl şekilleneceği merak konusu olmaya devam ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu