Mardin’in Savur ilçesine bağlı kırsal Dereiçi Mahallesi, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle bilinen bir yer olarak, son günlerde yaşanan bir olayla gündeme geldi. Bu olay, Mor Yuhanon Dilimiyo Süryani Kilisesi’nde gerçekleştirilen bir yoga seansının yarattığı tartışmayı içeriyor. Kilisede yoga eğitmeni Seda Deliormanlı tarafından organize edilen bu etkinlik, Süryani cemaatinde ciddi bir rahatsızlık ve tepki uyandırdı.
Seda Deliormanlı, gerçekleştirdikleri yoga seansının görüntülerini sosyal medya hesaplarında ‘hayalimdi’ notuyla paylaşıp, bu etkinlikten duyduğu mutluluğu ifade etti. Ancak bu paylaşımlar, Süryani toplumunda ciddi bir biçimde tartışmalara neden oldu ve etkinliğin dini hassasiyetleri zedelediği düşünüldü.
“MEDİTASYON YAPACAĞIZ DEDİLER”
Etkinliğin düzenlenmesine ilişkin yapılan açıklamalarda, Yoga eğitmeninin kiliseye gelen grup tarafından ‘Meditasyon yapmak istiyoruz’ talebinin dile getirildiği ifade edildi. Bu talebin dini bir ritüel olarak algılandığını belirten Midyat Süryani Kiliseleri Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Türker, yaşananların bölge için olumlu bir durum olmadığını vurguladı. Türker, “Savur Dereiçi’ndeki o çirkin olaylar, bölge açısından iyi olan bir şey değil. Sonuçta orası da bir ibadethane olarak geçiyor” şeklinde konuştu.
Yusuf Türker, bölgenin tarihi yapısına ve dinler arasında barış içinde yaşamaya yapılan bu tür müdahale ve etkinliklerin dikkatle ele alınması gerektiğini, gelen turistlerin ve organizatörlerin ibadethanelere yönelik tutumlarının daha hassas olması gerektiğini ifade etti. “Gelen turistlerin ibadethanelerde daha dikkatli olmalarını istiyoruz. Oraya gelenler belki kötü bir niyetle gelmediler ve oradaki görevli arkadaşlarımız da orayı art niyetle vermemiş. O arkadaşlar, turistlerin buralara kadar gelmesinden dolayı tarihi bilgi verdi. Daha sonra o olay oldu. Bunu istemiyoruz” diyerek, yaşanan olayların bir daha tekrarlanmaması gerektiğinin altını çizdi.
Bu tür olayların, dinler ve kültürler arasında köprüler kuran bölgede, yerel halkın ve ziyaretçilerin daha dikkatli olmalarını gerektirdiğini vurgulayan Türker, “Burası dinler ve diller merkezi olduğundan dolayı burada bulunan bütün ibadethanelerimiz, camilerimiz, kiliselerimiz, manastırlarımız hepsi kutsal bir yerdir. Bunun için gelen turistlerin giyim ve konuşmalarına daha dikkatli olmalarını istiyoruz. Buraya gelen turistlerin tarihle ilgili bir şeyler götürmelerini istiyoruz” ifadelerini kullandı. Deliormanlı’nın etkinliği sonrası yaşanan tartışmalar, tarihi ve dini alanların nasıl kullanılacağına dair önemli bir ders niteliği taşıyor.
