Yurt içinde 2025 yılı için Ocak ayı enflasyon rakamları dikkatle takip edildi. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık olarak yüzde 42,12, aylık ise yüzde 5,03 seviyesinde açıklandı. Bu veriler, piyasalarda olumlu karşılanmadı ve beklenenden çok daha yüksek gerçekleşti.
Ocak ayı enflasyon verilerinin piyasa beklentilerini aşmasının ardından, uluslararası finans kurumları Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirim döngüsüne ilişkin tahminlerini gündeme getirmeye başladı. Özellikle ABD merkezli yatırım bankası Goldman Sachs, bu konuda dikkat çekici yorumlarda bulundu. Goldman Sachs ekonomistleri Clemens Grafe ve Başak Edizgil, TCMB’nin Mart ayı itibarıyla da faiz indirimlerine devam edeceği öngörüsünde bulundular. Ancak, aynı ekonomistler enflasyon verilerinin gevşemede hız artışını azaltma olasılığını da göz önünde bulundurduklarını bildirdi. Bu durum, TCMB’nin faiz indirim sürecinde daha dikkatli hareket etmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
YIL SONU ENFLASYON BEKLENTİSİ YÜKSELDİ
Goldman Sachs’ın gerçekleştirdiği analizde, Ocak ayı enflasyon verilerinin ardından 2025 yılı sonu için enflasyon beklentisi yukarı yönlü olarak revize edildi. Daha önce 2025 yıl sonu için yüzde 23,7 enflasyon öngörüsünde bulunmuş olan Goldman Sachs analistleri, bu tahminlerini yüzde 25,5 seviyesine yükseltti. Bu durum, ekonomik koşullardaki değişikliklerle birlikte enflasyonda daha büyük dalgalanmaların olabileceğine işaret ediyor.
Ekonomistler, genel analizlerinde temel senaryolarının enflasyonun 2025 yılı itibarıyla mevcut seviyelerinde kalacağı yönünde olduğunu belirtse de, ekonomik faaliyetlerin hızlanması durumunda çekirdek enflasyonla ilgili risklerin yukarı yönlü devam edeceğine dikkat çekiyor. Bu da, yatırımcılar için daha dikkatli bir yaklaşım gerektirdiği anlamına geliyor.
Sonuç olarak, Ocak ayı enflasyon verileri Türkiye’nin ekonomik dinamikleri üzerinde önemli bir etki yarattı. Faiz indirimlerinin ne yönde ilerleyeceği ve enflasyon beklentilerinin nasıl şekilleneceği konusunda belirsizlikler sürerken, piyasa katılımcıları ve yatırımcılar dikkat kesilmiş durumda. Ekonomik göstergelerin ve Merkez Bankası’nın alacağı kararların ileriki süreçte daha büyük yansımaları olabileceği düşünülmektedir.
