Premier Lig’in 17. haftasında Wolverhampton, deplasmanda Leicester City’i 3-0 yenerek önemli bir galibiyet elde etti. Ardından 18. haftada sahasında Manchester United’ı 2-0’la geçmeyi başardı. Bu iki galibiyet, Wolverhampton için moral kaynağı oldu ve takımın güçlü performansını gözler önüne serdi.
Wolverhampton’ın bu galibiyetlerinin gollerinde 58. dakikada Matheus Cunha ve 90+9’da Hwang Hee-chan’ın isimleri öne çıktı. Manchester United için ise işler pek yolunda gitmedi. Takımın yıldız oyuncusu Bruno Fernandes, 47. dakikada gösterdiği sert davranışla kırmızı kart görerek takımını dezavantaja soktu. Bu durum, Manchester United’ın maç içerisinde yaşadığı sıkıntıları daha da derinleştirdi.
RUBEN AMORİM’İN DURUMU ÇALKANTILI
Manchester United’ın başına geçen Ruben Amorim, bu yeni görevinde büyük sorunlarla karşılaştı. Portekiz ekibi Sporting’de başarılı bir performans sergileyen 39 yaşındaki teknik direktör, 11 Kasım’dan itibaren “Kırmızı Şeytanlar” için çalışmaya başladı. Ancak, bugüne kadar Premier Lig’de yalnızca 1 beraberlik, 2 galibiyet ve 4 mağlubiyet elde etti. Son mağlubiyeti ise tanıdık bir rakibine karşı yaşadı; bu da durumunu daha da zorlaştırdı.
ACUN ILICALI “EN BÜYÜK FELAKET” DEMİŞTİ
Amorim’in takımını zor durumda bırakan isim ise, Fenerbahçe’yi iki farklı dönemde çalıştıran Vitor Pereira oldu. Acun Ilıcalı, Pereira’nın Fenerbahçe’deki dönemini “Fenerbahçe’nin başına gelmiş en büyük felakettir! Ne acıdır ki 2 kere geldi. Van Persie gibi bir dünya yıldızını 90’da oyuna almaya kalktı, o da ‘Geç yerine otur’ dedi” sözleriyle değerlendirmişti. Ilıcalı, ayrıca yıldız futbolcularla iyi bir yönetim tarzını buluşturmanın önemine de dikkat çekmiş ve Messi gibi büyük oyuncuların nasıl yönetildiğini örnek vermişti.
PREMİER LİG TARİHİNE GEÇTİ
Wolverhampton’ın başında yer alan Vitor Pereira, Leicester’ı 3-0 ve Manchester United’ı 2-0 ile mağlup ederek Premier Lig tarihinde dikkat çekici bir başarıya imza attı. 56 yaşındaki deneyimli çalıştırıcı, Premier Lig’deki ilk iki maçını kazanan ilk Portekizli hoca olma unvanını elde etti. Bu başarı, Pereira’nın teknik direktörlük kariyeri açısından da önemli bir yer tutuyor.
