Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenen Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) Kolektif Güvenlik Konseyi Toplantısı’nın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bu basın toplantısında, dikkatleri üzerine çeken önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle, Oreşnik hipersonik balistik füzesi hakkında bilgi veren Putin, bu silah sisteminin potansiyel gücünü vurguladı. Kendisi, “Eğer böyle bir bombardımanda bu tür sistemlerden birkaç tane, iki, üç veya dört tane birden kullanırsanız, bombardımanın gücü bakımından bu, nükleer saldırıyla kıyaslanabilir olacak” dedi.
Putin’in ifade ettiğine göre, bu tür silahların kullanımı, nükleer bir saldırı olmasa da sonuçları itibariyle oldukça yıkıcı olabiliyor. Devlet Başkanı, “Fakat bu bir nükleer saldırı olmayacak. Birincisi bu yüksek hassasiyetli, ikincisi de nükleer patlayıcıyla donatılmadı ve çevreye zarar vermiyor. Ancak güç bakımından kıyaslanabilir olacak” şeklinde konuşarak, bu silahların özelliklerini ve potansiyel etkilerini daha da netleştirdi.
Ayrıca, Oreşnik ile vurulan hedefler hakkında da bilgi veren Putin, “Hasar çok ciddi oluyor. Yerin 3-4 kat altında hatta daha derinde bulunan nesneler etkileniyor. Üstelik bunlar sıradan katlar değil, güçlendirilmiş yapılardır. Etkinin gücü muazzam” ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, hedef almanın sadece yüzeyde değil, derinliklerde de etkili olabileceği gerçeğini gözler önüne serdi. Bunun, olası askeri çatışmalarda kullanılacak stratejilerin şekillenmesi açısından önemli bir bilgi olduğu söylenebilir.
Putin, ayrıca ABD’nin Kiev’e nükleer silah verme planlarına da sert tepki gösterdi. Bu durumun, Ukrayna’nın nükleer silahlara sahip olması halinde Rusya’nın cevabının nasıl olacağına dair uyarılarda bulunan Putin, “Ukrayna nükleer silaha sahip olursa, bu durumda sahip olduğumuz tüm silahları kullanacağız” ifadeleriyle tehditkar bir duruş sergiledi. Bu beyanı, bölgedeki jeopolitik durumun ne denli hassas ve riskli olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.
Putin’in yaptığı bu açıklamalar, küresel güvenlik dinamikleri ve askeri stratejiler üzerine önemli etkiler yaratabilir. Özellikle hipersonik füzelerin gelişimi ve bu tür savunma sistemlerine olan ilgi, dünya genelindeki silahlanma yarışında dikkate değer bir boyut kazandırmaktadır. Bu durum, aynı zamanda uluslararası ilişkilerdeki gerginlikleri artırabilir ve yeni bir soğuk savaş dönemine adım atılmasına neden olabilir. Dolayısıyla Rus liderin açıklamaları sadece askeri bir perspektiften değil, aynı zamanda siyasi ve diplomatik anlamda da dikkatle izlenmesi gereken gelişmelerdir.
