Son aylarda Türkiye’deki yatırımcıların TL (Türk Lirası) mevduat hesaplarına yönelmesi, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı harekete geçirdi. Bu durum, yatırımcıların TL mevduatına daha fazla ilgi göstermesi ile sonuçlandı. Hükümet, bu yatırımlar üzerinden alınan vergi oranlarını değiştirerek, yeni uygulamalar devreye soktu.
1 Şubat 2025 tarihi itibarıyla Para Piyasası Fonları için uygulanacak stopaj oranı, %15 olarak belirlenirken, TL mevduat faizinde de vadeye göre farklılık gösteren stopaj oranları %15, %12 ve %10 seviyelerine yükseltildi. Bu değişiklikle, yatırımcılar için daha önce alıştıkları vergi kesintileri önemli ölçüde artmış oldu.
CUMHURİYET TARİHİNİN EN YÜKSEK VERGİ KESİNTİSİ
Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en yüksek stopaj oranı, daha önce %10 düzeyinde uygulanmaktaydı. Ancak, 23 Aralık 2020 tarihinde alınan bir karar doğrultusunda TL mevduatını desteklemek amacıyla bu oran sıfırlanmıştı. Yatırımcıların TL mevduatlarına yönelmesiyle birlikte, ekonomi yönetimi bu uygulamada değişiklik yapma gereği duydu. İlk olarak %7.5 olan oran, daha sonra %10’a çıkarılmıştı ve en son yapılan düzenleme ile birlikte %15’e yükselmiş oldu. Bu yeni düzenleme, bugünden itibaren geçerli olacak.
ESKİ TARİHLİ FONLAR İÇİN YENİ ORANLAR GEÇERLİ OLMAYACAK
Bu değişiklik, hem Para Piyasası Fonları hem de TL mevduat faizleri için geriye dönük olarak geçerli olmayacak. Yatırımcılar, TL mevduat veya fon yatırımı yaptıkları tarihte geçerli olan stopaj oranı üzerinden kesintiye tabi tutulacaklar. Bu, yatırımcıların geçmişte yaptıkları yatırımların vergilendirilmesinde bir belirsizlik yaratmadan, kendilerine tanınan mevcut şartlardan yararlanabilecekleri anlamına geliyor.
Ayrıca, bu yeni düzenleme çerçevesinde hisse senetlerinden elde edilecek getiriler vergi muafiyeti kapsamına alınmış durumda. Hisse senedi yoğun fonların katılma payları ile iki yıldan fazla sürede elde tutulan girişim sermayesi yatırım fonu ve gayrimenkul yatırım fonu katılma paylarından elde edilen kazançlar için stopaj oranı %0 olarak uygulanmaya devam edecek. Bu durum, yatırımcıların hisse senetlerine yönelimini artırabilirken, diğer yatırım enstrümanlarında gözlemlenen vergi artışları ile birlikte yatırım stratejilerini de etkileyebilir.
