Hastane USÜ’nün Çığlığı: Doktorlara Saldırı!

Olay, 2024 yılının bir akşamında, Konya’da bulunan Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’nin Genel Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesi’nde meydana geldi. Bu trajik olayda, hasta Elif Sivri, hastanedeki tüm tıbbi müdahalelere rağmen, maalesef kurtarılamadı. Elif Sivri’nin ölüm haberini alan oğlu H.A.S., derin bir öfke ve acı içinde hastanede doktorlarla tartışmaya girdi. İddialara göre, H.A.S., doktorlar Dr. Yasin Esen ve Dr. Erol Mangır’a saldırarak, onları darp etti. Yaralanan doktorlar hafif yaralarla olayı atlattı, ancak durumun ciddiyeti nedeniyle derhal hastaneye polis ekipleri sevk edildi. Saldırıdan sonra, doktorların yaptığı şikayet üzerine H.A.S. gözaltına alındı.
‘ŞU AN BELKİ HAYATTA OLABİLİRDİ’
Olay sonrasında sağlık ekibinde yer alan Dr. Erol Mangır, yaşananları detaylı bir şekilde aktardı. Dr. Mangır, hastalarının 35 gündür yoğun bakımda tedavi altında olduğunu ve hasta durumunun bu süreçte kötüleştiğini, sonuç olarak hastanın entübe edildiğini belirtti. Aileye hastanın durumu hakkında detaylı bilgi verildiğini belirten doktor, olayın gelişimini şu şekilde anlattı: “Hastamızın durumunu aileye açıkladıktan sonra, oğlu olduğunu öğrendiğimiz bir kişi elini kolunu sallayarak yoğun bakıma girdi. İlk olarak Yasin hocamızı darbetti. Ben de müdahale etmeye çalıştım fakat bu sırada yüzüme iki kez darbe alarak boğazım sıkıldı” dedi. Bu tür saldırıların sağlık hizmetlerinin sunumunu nasıl etkilediğini vurgulayan Dr. Mangır, hastalarına 45 dakika süresince müdahale etmeleri gerektiği halde, bu sürecin sadece 6. dakikasında hasta yakını tarafından engellendiklerini ifade etti.
Bu olay, sağlık personeli açısından yaşanan bir başka şiddet vakası olarak kaydedilirken, toplumda sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet konusundaki endişeleri de derinleştirdi. Hastaların acılarını paylaşan ve bu süreçte en iyi hizmeti sunmaya çalışan doktorların, bu gibi durumlarla karşı karşıya kalmaları, hem psikolojik hem de fiziksel olarak ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Yetkililerin ve sağlık kuruluşlarının, sağlık çalışanları üzerindeki şiddeti önleme konusunda daha etkin önlemler alması gerektiği bir kez daha ön plana çıktı.
Sonuç olarak, bu tür olayların yaşanmaması ve sağlık hizmetlerinin kesintisiz bir şekilde devam edebilmesi için, hem hasta yakınları hem de sağlık çalışanları tarafından daha dikkatli ve saygılı bir iletişim kurulması şart. İnsanların acı duyduğu ve hassas olduğu anlarda, sağduyunun elden bırakılmaması gerektiği üzerinde durulmalıdır. Sağlık hizmetleri, yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgideki insanların hayatlarını kurtarmak için çaba gösteren profesyoneller tarafından yürütülmektedir; bu nedenle, bu tür saldırılar sağlık sisteminin bütünlüğüne zarar vermekte ve sonuçta hastaların daha fazla zarar görmesine neden olmaktadır.