Yemek Kartları 2025’te 300 Lira Olmalı!

Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Genel Başkanı Ramazan Bingöl, 2025 yılı itibarıyla günlük yemek bedelinin en az 300 liraya çıkarılması gerektiğini vurguladı. Bunun yanı sıra, yemek kartlarının yalnızca yeme-içme sektöründe kullanılacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade etti. Bu değişikliklerin, sektörde yaşanan sorunların giderilmesine ve ekonominin toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyor.
DESTEKLERİN DAĞILIMI
Bingöl, günlük yemek bedelinin artırılmasıyla birlikte çalışanların sosyal refahının artacağına ve yeme-içme sektöründeki canlılığın destekleneceğine dikkat çekti. Ancak, nakit olarak verilen yemek yardımlarının diğer alanlara yönlendirilmeleri nedeniyle sektörlerinin olumsuz etkilendiğini dile getirdi. Yemek yardımlarının etkin bir şekilde yeme-içme sektörüne aktarılması gerektiğini savundu.
YEMEK ÜCRETLERİ SEKTÖRE YENİDEN KAZANDIRILMALI
Bingöl, yapılan araştırmaların, nakit yemek yardımlarının önemli bir kısmının yeme-içme sektörüyle ilgisi olmayan harcamalar için kullanıldığını gösterdiğini belirtti. Bu durumun birçok işletmenin müşteri kaybı yaşamasına neden olduğunu ifade etti. Artan maliyetlerle baş edemeyen işletmelerin, fiyatlarını artırmak zorunda kaldığını ve bunun sektörde zincirleme bir etki yarattığını belirtti. Öte yandan, kayıt dışı faaliyetlerin artışı da dikkat çekici bir başka sorun olarak öne çıkıyor.
GÜNLÜK ÜCRET 300 LİRA OLARAK BELİRLENMELİ
Bingöl, “Her yeni 20 sürekli müşteri, 1 yeni çalışanın istihdam edilmesine olanak sağlıyor.” diyerek, yeme-içme sektöründeki işletmelerin düzenli gelirlerinin artırılmasının ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Gelecek yıl oluşacak ekonomik koşulların da göz önünde bulundurularak, günlük yemek bedeli istisnasının en az 300 liraya çıkarılmasının şart olduğunu ifade etti. Ayrıca, çalışanlara nakit olarak verilen yemek yardımlarının hukuki boşluklar giderilerek yeme-içme sektörüne kazandırılması gerektiğine inandığını söyledi.
Bingöl, bu değişikliklerin sektöre sağlanacak ek siparişler ve geri dönecek nakit yemek paralarıyla birlikte, on binlerce gencin istihdam edilmesine imkan tanıyacağını belirtti. Ekonomik sürdürülebilirlik adına atılacak bu adımlar, hem çalışanların hem de işletmelerin kaderini olumlu yönde etkileyebilir.
Sonuç olarak, Ramazan Bingöl’ün önerileri, yeme-içme sektörünün geleceği için kritik öneme sahip. Yapılacak düzenlemelerin, hem sektördeki canlılığı artırması hem de çalışanlar için sosyal güvence sağlaması bekleniyor.