Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü’nde görevli olan Prof. Dr. Yusuf Demir, Türkiye’nin mevcut yağış miktarının yetersiz olduğunu ifade ederek, kış sonunda ve ilkbahar aylarında düşecek yağışlara umudunu bağladığını dile getirdi. Demir, konuşmasında “Düşen yağış miktarında bir azalma meydana geldi ve bu durum kış kuraklığının en önemli göstergesi. Ocak ayının ilk yarısının da bu şekilde devam edeceğini öngörmekteyiz. Şimdilik, umudumuz kış sonu ve ilkbahar aylarında gelecek olan yağışlara kalmış durumda. Ancak yağışların yeterlilik durumu uzmanlar arasında tartışma konusu olmaktadır” şeklinde açıklamada bulundu.
Prof. Dr. Demir, azalan yağış miktarının ülke üzerinde oluşturabileceği tehlikeleri şu sözlerle dile getirdi: “Yıllardır küresel iklim değişikliği ile ilgili yaşadığımız etkileri görmekteyiz. Özellikle 2024 yılının son dönemlerinde Su Türkiye, yılın kasım ayının ikinci yarısından itibaren aralık ayı sonuna kadar ciddi yağış düşüşleri yaşamıştır. Bu düşüş yıllık ortalamaların oldukça altındadır. Örneğin, kasım ayında geçen yıla kıyasla yüzde 40’lık bir yağış kaybı meydana geldi. Karadeniz Bölgesi, Türkiye ortalamasının üzerinde olmasına rağmen, geçmiş yılın yağış miktarına göre oldukça az yağış aldı. Ülkemizin birçok yerinde hala kış mevsiminin etkileri hissedilmemekte ve yeterli kar yağışı alınmamıştır. Türkiye’nin ortalama yağış miktarındaki azalma, toplam su varlığımızda ciddi bir düşüşe sebep olmaktadır. Uluslararası meteoroloji müdürlüklerinden gelen uyarılara göre, 2025 yılında kış ve yaz kuraklıklarının herkes için ciddi sonuçlar doğurabileceği ifade edilmektedir. Hatta bazı kaynaklara göre 2025 yılında dünya genelinin üçte iki kısmı su sıkıntısı yaşayacağı öngörülmektedir. Dolayısıyla bu kritik dönemde çok dikkatli olmamız gerektiği aşikar” ifadelerini kullandı.
‘YEREL YÖNETİMLERİN ACİL EYLEM PLANLARI HAZIRLAMASI GEREKMEKTEDİR’
Su kuraklığına karşı alınması gereken önlemleri vurgulayan Prof. Dr. Yusuf Demir, 2025 yılının, önceki yıllara nazaran çok daha zor geçeceğini belirtmiştir. “Tarım ve sanayide sulamanın planlanması hayati önem taşımaktadır. Ülkemizde yapılması gereken öncelikli iş, halkın suyu doğru kullanması konusunda eğitimler düzenlemektir. Artık kişisel çabaların ötesinde örgütlü ve planlı çalışmalara ihtiyaç var. Yerel yönetimlerin de mutlaka acil eylem planları hazırlaması gerekiyor. Özellikle ilkbahar döneminde gelen yağışların nasıl toplanacağı ve yaz dönemine nasıl aktarılabileceği üzerine çalışmalar yapmak gerekmektedir. Ayrıca su sıkıntısı çeken belirli bölgeler için de çözüm üretecek programlar geliştirilmelidir. Bu süreçte çiftçilerimize de büyük sorumluluklar düşmekte. Su kaynaklarını doğru kullanmak ve onu gelecek nesillere taşımak hepimizin sorumluluğudur. Düşen yağış miktarı yer altı sularımızı da ciddi şekilde etkilemektedir” dedi.
