AYM’den Emeklilik Düzenlemesine Anayasa İptali

Son dönemde Türkiye’de emeklilik sistemine dair yapılan düzenlemeler tartışma yaratmaktadır. Özellikle mevcut emeklilik taahhüt planları kapsamında birikim ve taahhütlerin bireysel emeklilik sistemine aktarım sürecinin nasıl işleyeceği konusundaki belirsizlikler gündeme geldi. Yapılan bir karara göre, bu aktarımların ardından kazanılacak süre ve emeklilik yaşı ile ilgili esasların Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirleneceği ifade edilmiştir. Ancak bu durum, bazı hukukçular ve vatandaşlar tarafından eleştirilmiştir.
Eleştirilerin temelinde, bireysel emeklilik sisteminin aslında sosyal güvenlik sisteminin bir parçası olduğuna yönelik bir anlayış yatmaktadır. Bu bağlamda, emeklilik süreçlerine ilişkin düzenlemelerin yalnızca hukuki bir çerçeve içerisinde, yani kanunla yapılması gerektiği düşünülmektedir. Dolayısıyla, idareye bu tür bir yetkinin verilmesinin Anayasa’ya aykırı olduğu savunulmuştur.
Anayasa Mahkemesi (AYM), konu hakkında yaptığı incelemede, emeklilik hakkının doğması için gerekli şartlar üzerinde idarenin müdahalesinin söz konusu olduğunu belirtmiştir. AYM, özellikle bu düzenlemenin Anayasa’nın 48. maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırlandırdığını vurgulamıştır. Söz konusu madde, bireylerin iradesiyle yaptıkları sözleşmelerin devlet tarafından hür bir şekilde belirlenebilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Ayrıca, AYM, idari kuruma doğrudan düzenleme yetkisi verilmesinin bireylerin emeklilik hakkını elde edebilme şartlarının, idarenin belirlediği değişken ve belirsiz düzenlemelere tabi olabileceği anlamına geldiğini ifade etmiştir. Bu durum, bireylerin güvenliğini tehdit eden bir durum olarak değerlendirilmiştir ve sosyal hakların özünü zedeleyebilir. Tüm bu gerekçeler ışığında, Anayasa Mahkemesi, mevcut düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Bu karar, bireysel emeklilik sistemindeki mevcut düzenlemelerin geleceği açısından önemli bir kilometre taşıdır ve sözleşme özgürlüğü ile emeklilik hakları konusunda önemli tartışmalara yol açabilecek bir niteliğe sahiptir. Emeklilik sistemindeki belirsizliklerin giderilmesi, bireylerin gelecekteki maddi güvenliği için kritik bir öneme sahip olmaktadır. Dolayısıyla, hem hukuki düzenlemelerin hem de uygulama pratiklerinin daha şeffaf ve hesap verebilir bir çerçeveye oturtulması gerekmektedir. Aksi takdirde, bireylerin emeklilik hakkı üzerindeki belirsizlikler ve ihlaller artarak devam edebilir.