Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleştirilen bir konuşmada Dr. Şevkin, Suriye’de yaşanan olayların ardından özellikle bu bölgede yaşayan halkların yeni bir yönetim altında eşit, demokratik bir ortamda huzur içinde yaşamaları yönündeki beklentisinin yükseldiğine vurgu yaptı. Dr. Şevkin, bu durumun yalnızca Suriye halkı için değil, aynı zamanda Türkiye’deki Alevi topluluğu için de önemli olduğunu belirtmiştir.
“KAYGILARIMIZI PAYLAŞTIK”
Dr. Şevkin, Lazkiye ve Tartus bölgelerinde yaşayan Alevilerin geçmişte maruz kaldıkları olumsuzlukların, onları can güvenliği konusuda tedirgin hale getirdiğine dikkat çekti. Bu bağlamda, Adana, Mersin ve Hatay’da yaşayan milyonlarca Alevinin, sınırların ötesindeki akrabaları için aynı endişeleri taşıdıklarını ifade etti. Bu durumda, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Suriye’de yaşayan Alevilerin güvenliğini sağlamak için en azından güvenli bir bölge oluşturmasının beklentisi ön plana çıkar.”
Dr. Şevkin, bu kaygılarının ve beklentilerinin, Türkiye’nin Dışişleri Bakanı ile paylaşıldığını ve bu insani sorumluluğun yerine getirilmesini umut ettiklerini vurguladı. Suriye’de yaşayan tüm etnik ve dini grupların belirsiz bir gelecek kaygısı ile yüzleşmek zorunda kaldığına dikkat çekerek, bu sorunun genel bir sorun olduğunu belirtti. Alevi topluluğunun bu konudaki talepleri, geçmişin travmalarına dayanmakta ve geleceğe yönelik kaygılarla şekillenmektedir.
Bu durum, hem Türkiye hem de Suriye için önemli bir insani mesele haline gelmiş olup, bölgedeki istikrarın sağlanması için acil önlemlerin alınması gerekliliği bir kez daha gündeme gelmiştir. Suriye’deki mevcut durumun sadece yerel halklar üzerindeki etkileri ile sınırlı kalmadığını, ayrıca Türkiye’de yaşayan göçmen topluluklar üzerindeki etkilerinin de göz önünde bulundurulması gerektiği ifade edilmektedir. Dr. Şevkin’in söylemleri, bu kapsamda toplumlar arası dayanışmanın ve anlayışın artırılmasının önemini de gözler önüne sermektedir.
