Fransa’nın devlet demiryolu işletmesi olan SNCF, 11 Kasım 2023 itibarıyla dört ana sendika tarafından süresiz grev ilan etti. Söz konusu grev, SNCF’nin içindeki çalışanların haklarını korumak ve hükümetin son dönemde aldığı tekrar yapılandırma kararını protesto etmek amacıyla gerçekleştirilecek. Grevin öncüsü olan sendikalar arasında Fransız Sendikaları Genel Konfederasyonu (CGT), Ulusal Bağımsız Sendikalar Birliği (UNSA), SUD Rail ve Fransız Demokratik Sendikaları Konfederasyonu (CFDT) yer alıyor.
Grev kararı, Avrupa Birliği tarafından SNCF’ye yönelik yapılan bir soruşturmanın ardından açıklanan yeniden yapılandırma planı doğrultusunda alındı. Özellikle SNCF Fret, yani şirketin kargo ve ağır yük taşıma branşı, bu yeniden yapılandırma sürecinden önemli ölçüde etkilenecek. Demiryolu işçileri, bu planların sektörde rekabeti artıracağı ve işçi haklarını zayıflatacağı endişesini taşıyorlar.
Sendikalar, 5 Kasım 2023 tarihinde SNCF yönetimiyle gerçekleştirilen bir toplantıda taleplerine somut bir yanıt alamadıklarını belirttiler. Bu durum, işçilerin moralini kırarken, sendikaların harekete geçme kararını da hızlandırdı. Yapılan açıklamada, sendikaların 11 Aralık 2023 tarihinde yerel saat ile 19.00’dan itibaren süresiz grev kararı alındığı ifade edildi. Bu tarihten itibaren, demiryolu hizmetlerinde büyük aksamalar yaşanması bekleniyor.
Bu süresiz grev, Fransa’nın demiryolu ulaşımında ciddi bir aksaklığa yol açması ve ülkenin genel ulaşım ağı üzerinde olumsuz etki yaratması ihtimalini de gündeme getiriyor. Geçmiş dönemdeki grevler, Fransa’da toplumsal hareketlenmelerin sıklıkla yaşandığı bir dönemi yansıtması açısından dikkat çekiyor. Özellikle sağlık, eğitim ve ulaşım sektörlerindeki grevler, işçi haklarının korunması adına hayati öneme sahip olduğu sıklıkla dile getiriliyor.
Sonuç olarak, SNCF’ye bağlı işçilerin gerçekleştireceği süresiz grev, sadece demiryolu sektörü üzerinde değil, aynı zamanda Fransa’nın genel işçi hareketleri ve toplumsal dinamikleri üzerinde de kalıcı etkiler yaratma potansiyeline sahip. İşçilerin talepleri yerine getirilmezse, hem ekonomik hem de sosyal açıdan boyutları büyük olan protestoların ve grevlerin artması bekleniyor.
