Acemoğlu: Türkiye’de Nobel Alamazdım!

Daron Acemoğlu, ABD’deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) bünyesinde çalışan bir ekonomisttir ve yakın zamanda uluslararası üne sahip bir ekonomi ödülünü kazanmıştır. Ödül, Acemoğlu’nu bu başarıyı elde eden ilk Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapmıştır. Bu durum, Türk akademik dünyası için büyük bir gurur kaynağı olmuştur, ancak aynı zamanda Acemoğlu’nun Türkiye’deki akademik ortam hakkında bazı eleştirilerde bulunmasına da yol açmıştır.
Gazeteci Fatih Altaylı, Acemoğlu ile gerçekleştirdiği bir röportajda onun görüşlerine yer vermiştir. Altaylı, Acemoğlu’na Türkiye’de yaşasaydı Nobel ödülü alıp alamayacağını sorduğunda, Acemoğlu’nun yanıtı oldukça kısa ve belirgin olmuştur: “Alamazdım.” Bu yanıt, Acemoğlu’nun Türkiye’deki akademik özgürlüğün sınırlı olduğu görüşünü yansıtmaktadır.
Acemoğlu, röportajda ayrıca Türk üniversitelerinin özgür olmadığını dile getirerek, bilim insanlarının ne yapmaları gerektiğine dair dayatmaların onların araştırmalarını olumsuz etkilediğini belirtmiştir. Ünlü ekonomiste göre, bir bilim insanı özgür bir ortamda çalışamadığı takdirde, başarıya ulaşması ve uluslararası alanda tanınması çok zordur. “Çünkü Türk Üniversiteleri özgür değil. Bir bilim insanına ne yapması gerektiğini söylerseniz, o bilim insanı Nobel falan alamaz,” şeklindeki ifadesi, Türkiye’deki akademik baskılara dikkat çekmektedir.
Acemoğlu’nun bu açıklamaları, Türkiye’deki eğitim ve araştırma sisteminin mevcut durumunu sorgulayan bir tartışmayı tetiklemektedir. Birçok akademisyen ve öğretim üyesi, özgür düşüncenin ve ifade özgürlüğünün olmadığı bir ortamda, gerçekte nitelikli araştırmalar yapmanın ve bu araştırmaları uluslararası düzeyde tanıtmanın ne denli zor olduğunu ifade etmektedir. Türkiye’deki üniversitelerin bağımsızlıkları ve kalite düzeyleri sıklıkla tartışılmakta, birçok yetişkin birey bu konularda endişelerini dile getirmektedir.
Röportajın detayları, Acemoğlu’nun üst düzey akademik başarılarının yanı sıra Türkiye’deki mevcut şartların ne kadar çetrefilli olabileceğini de gözler önüne sermektedir. Eğitim alanında yapılması gereken reformların aciliyeti, genç akademisyenlerin daha özgür bir ortamda çalışarak, benzer başarılar elde edebilmeleri adına gündeme gelmektedir. Acemoğlu’nun durumu, ülkesinde yer alan eğitim sisteminin ve araştırma alanının iyileştirilmesinin gerekliliğini vurgulamaktadır.
Söz konusu röportaj, Türk akademik dünyasında daha geniş bir alan açabilecek tartışmaların temelini atarken, dünya genelinde tanınan bir Türk akademisyenin, uluslararası düzeyde bir ödül kazanmasının, Türkiye’deki eğitim sistemine dair sorgulamaları derinleştirmesi açısından da önemli bir örnek teşkil etmektedir.
Editör: Haber Merkezi