Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), reel ve finansal sektörden temsilcilerle profesyonellerden oluşan toplam 69 katılımcıyla aralık ayı Piyasa Katılımcıları Anketi’ni gerçekleştirmiştir. Bu anket, piyasa koşullarının değerlendirilmesine yönelik önemli veriler sunmaktadır.
Anket sonuçlarına göre, geçen ay %1,67 olan aralık ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) artışı beklentisi, bu anket döneminde %1,72’ye yükselmiştir. Yıl sonu TÜFE artış beklentisi ise %44,81’den %45,28’e çıkmış olup, bu durum enflasyonist baskıların devam ettiğini göstermektedir.
Bununla birlikte, 12 ay sonrası için TÜFE artış beklentisi %27,20’den %27,07’ye gerilemiş olsa da, 24 ay sonrası için bu beklenti %18,33’ten %18,47’ye yükselmiştir. Bu durum, uzun vadeli enflasyon beklentilerinin artmaya devam ettiğini ortaya koymaktadır.
Katılımcıların yıl sonu döviz kuru beklentisi de dikkat çekmektedir; bu beklenti, dolara karşı Türk Lirası için 35,7205’ten 35,3011’e düşmüştür. Ancak, 12 ay sonrası için dolar/TL beklentisi ise 42,7475’ten 43,2299’a yükselmiştir. Bu çelişkili veriler, piyasanın dalgalı bir seyir izlediğini göstermektedir.
Bir önceki anket döneminde 14,1 milyar dolar olan yıllık cari işlemler açığı beklentisi, bu dönemde 9,8 milyar dolara gerilemiştir. Ayrıca, gelecek yıl için cari işlemler açığı beklentisi de 18 milyar dolara inmiştir. Bu düşüş, ticaret dengesi açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir.
Politika Faizi ve GSYH Beklentileri
Anket sonuçları, politika faizi beklentilerini de içermektedir. Cari yıl sonu politika faizi beklentisi %48,51 olarak belirlenirken, 3 ay sonrası için %43,50’ye gerilemiştir. 12 ay sonrası için ise politika faizi beklentisi %30,84’ten %30,88’e yükselmiştir. Bu konuda artış beklenmesi, piyasalardaki belirsizliklerin ve enflasyonist baskıların devam ettiğine işaret edebilir.
Bunların yanı sıra, 2023 yılı için Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) artış beklentisi %3,1’den %3’e düşerken, gelecek yıl için %3,2’den %3,1’e gerilemiştir. Bu veriler, ekonomik büyüme açısından bir yavaşlama sinyali veriyor olabilir.
Tüm bu veriler ışığında, Türkiye ekonomisinin 2023 ve 2024 yıllarında karşılaşabileceği zorluklar ve fırsatlar daha net bir şekilde anlaşılabilmektedir.
