Güney Kore, 2023 yılının Aralık ayında sıkıyönetim ilanı ile birlikte, bu durumun yarattığı tartışmalar sonucunda derin bir siyasi kriz içerisine girdi. Ülke genelinde yaşanan bu gelişmeler, hem iç hem de dış politikada önemli yankılar uyandırdı. Son günlerde gündemi meşgul eden bir diğer konu ise, Savunma Bakan Vekili Kim’in yaptığı basın açıklamalarıyla ilgili oldu.
Güney Kore medyasında yer alan haberlere göre, Savunma Bakan Vekili Kim, ülkede “yeni bir sıkıyönetim” ilan edileceği yönündeki iddiaları yalanladı. Kim, bu iddiaların kesinlikle doğru olmadığını ifade ederken, “Eğer bir sıkıyönetim olursa bile, Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı bunu asla kabul etmeyecektir.” şeklinde bir açıklama yaptı. Bu durum, halk arasında güven kaybına yol açtı ve siyasi tartışmaları daha da alevlendirdi.
ÖZEL HARP KOMUTANI EMİRLERE UYMADI
Olayla ilgili dikkat çeken bir diğer aktör ise Ordu Özel Harp Komutanı Kwak Jong-keun oldu. Komutan Kwak, muhalefet partileriyle gerçekleştirdiği görüşmelerde, sıkıyönetimin ilan edildiği gün yaşanan olayları aktararak dikkatleri üzerine çekti. Kwak, 3 Aralık tarihinde eski Savunma Bakanı Kim Yong-hyun’un, Ulusal Meclis binasındaki milletvekillerinin dışarı çıkarılmasını emrettiğini belirtti.
Kwak Jong-keun, bu emre itaatsizlik edeceğini bildiğini ancak buna rağmen görevi yerine getirmediğini söyledi. “Çünkü bana göre bu yasa dışı bir eylemdi,” diyerek, askeri disiplin kurallarının ötesinde, hukukun üstünlüğüne dikkat çekti. Bu açıklama, siyasi krizdeki gerilimi artırdı ve halk arasında birçok spekülasyona yol açtı.
Güney Kore’deki bu siyasi kriz, özellikle muhalefet partilerin durumu ele alması ve hükümete karşı bir tavır almasıyla birlikte daha da belirginleşti. Çeşitli kesimlerin bu duruma tepkileri, sosyal medyada ve protesto gösterilerinde kendini gösteriyor. Ülke genelinde sıkıyönetim ve askeri müdahale gibi konular, demokratik değerlere karşı bir tehdit olarak algılanıyor ve bu durum kamuoyunu çok derinden etkiliyor.
Şu anda pek çok Koreli, askeri güç kullanımı ve sıkıyönetim gibi kavramların geçmişteki otoriter rejimleri hatırlattığını ve bunun ülkenin geleceği açısından risk oluşturduğunu düşünüyor. Halk, yönetimden daha şeffaf bir yaklaşım ve yasaların uygulanmasına dair güven talep ediyor. Bu durum, Güney Kore’deki siyasi atmosferin nasıl şekilleneceği konusunda büyük bir belirsizlik yaratmaktadır.
Özellikle uluslararası arenada da bu gelişmeler merakla takip ediliyor. Güney Kore’nin siyasi istikrarı, bölgedeki diğer ülkelerle olan ilişkilerini ve jeopolitik durumunu da etkileyebilir. Sıkıyönetim ve askeri düzenlemelere yönelik endişeler, yalnızca iç politikada değil, aynı zamanda küresel anlamda da yankı bulacaktır.
Sonuç olarak, Güney Kore’de yaşanan bu sıkıyönetim dönemi ve beraberinde gelen tartışmalar, ülkenin demokrasi ve yönetimi üzerine ciddi bir sınav niteliğinde. Kamuoyunun tepkileri, bu sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda belirleyici bir faktör olacaktır.
