Yoğun Zihin Çalışması Duygusal Kontrolü Azaltıyor

İtalya’da bulunan IMT School for Advanced Studies Lucca’dan araştırmacı Erica Ordali ve ekibi, yoğun zihinsel efor sarf eden bireylerin duygusal olarak daha hassas hale geldiklerini ve bu durumun başkalarıyla olan ilişkilerinde daha az kontrol sahibi olmalarına yol açtığını ortaya koydu. Bu çalışma, bireylerin zihinlerini harcama derecelerinin, duygusal durumları üzerinde doğrudan etkisi olduğunu gösteriyor.
Ordali, bir gün boyunca zorlayıcı bir iş yükü ile geçen bireylerin, önemli bir konuşma yapmadan önce kendilerini yeniden değerlendirmeleri gerektiğini vurgulayarak, “Eğer kendinizi zihinsel olarak tükenmiş hissediyorsanız, o konuşmayı başka bir güne ertelemek en iyisi olabilir,” şeklinde bir öneride bulundu. Bu durum, zihinsel yorgunluğun, sosyal etkileşimler üzerindeki olumsuz etkilerini açığa çıkarıyor.
‘EGO TÜKENMESİ’ KAVRAMI
Pek çok psikolog arasında tartışmalı bir teori olan ego tükenmesi kavramı, Ordali’nin açıklamalarıyla daha fazla dikkat çekiyor. Ordali, daha önceki çalışmalarda bu tükenmişliğin test edilmesinin genellikle 10 dakika sürdüğünü belirtirken, kendi araştırmalarında 45 dakika süren aktivitelerin kullanıldığını vurguladı. Böylece, daha gerçekçi ve dikkatli bir ölçüm elde ettiklerini belirtiyor.
- Ego tükenmesi, bir bireyin zihinsel kaynaklarını aşırı şekilde kullanmasının ardından öz denetim ve irade gücünün azalması durumunu ifade ediyor. Bu teoriye göre, irade ve kendini kontrol etme kapasitesi sınırlıdır ve zorlayıcı görevler ya da uzun vadeli çaba gerektiren durumlar sonunda tükenebilir. Bu durumda olan bireyler, duygularını kontrol etmekte, sağlıklı kararlar alma konusunda ve isteklerine karşı koyma yeteneğinde zorluklar yaşayabilirler.
The Guardian’ın aktardığına göre, gerçekleştirilen araştırmada 44 katılımcıya çeşitli bilgisayar tabanlı aktiviteler yaptırılarak, çoğundan bu aktivitelerde duygu kontrolü beklenmiştir. Beyin aktiviteleri, EEG cihazı ile ölçülen katılımcılardan duygularını kontrol etme görevini üstlenenlerin prefrontal kortekslerinde delta beyin dalgalarında artış gözlemlenmiştir. Ordali, delta dalgalarının normalde uyku süresinde görüldüğünü vurgulayarak, bunun bazı beyin bölgelerinin “uykuya geçtiğinin” bir göstergesi olduğunu ifade etmektedir.
Araştırmanın bir sonraki aşamasında, katılımcılara sosyal etkileşim gerektiren oyunlar oynatılmıştır. Bu oyunlardan biri olan “Şahinler ve Güvercinler” isimli oyunda, katılımcılardan kaynakları paylaşarak işbirliği yapmaları ya da daha agresif bir tutumla rekabet etmeleri istenmiştir. Duygularını kontrol etme görevi verilmeyen katılımcıların yüzde 86’sı, işbirlikçi bir yaklaşım sergileyerek “güvercin” gibi davrandı ve kaynakları barışçıl bir şekilde paylaştı. Ancak, duygularını kontrol etmek zorunda kalan katılımcıların yalnızca yüzde 41’i işbirliğine gitmiştir; bu grup, “şahin” gibi davranarak daha agresif ve rekabetçi bir tutum sergilemiştir.
Çalışmanın bir başka versiyonu 403 katılımcıyla tekrar edildi ve yine benzer sonuçlar elde edildi. Bunun yanı sıra, Toronto Üniversitesi’nden Profesör Michael Inzlicht, bu sonuçları dikkatle değerlendirmek gerektiğini belirterek, araştırma bulgularının zayıf olduğunu ve bağımsız bir şekilde tekrar edilmesi gerektiğini ifade etti.