Trump’tan İran’a Mektup: Diplomasi mi Askeri Yöntem mi?

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e bir mektup gönderdi. Bu mektubun amacı, “sorunu askeri yöntemle çözmemek” olduğunu belirtti. ABD’nin özel temsilcisi Steve Witkoff, mektubun arkasında askeri seçeneği devre dışı bırakma isteği olduğunu ifade etti. Witkoff, 24 Mart 2025 tarihinde Fox News’e verdiği röportajda, “Her sorunu askeri yollarla çözmemize gerek yok” dedi.
Witkoff, İran’a iletilen mesajın net olduğunu ve diyalog kurmayı tercih ettiklerini dile getirdi. “İran’la oturalım, konuşalım. Eğer diplomasiyle doğru bir sonuca ulaşabiliyorsak bunu tercih ederiz. Aksi takdirde, elimizdeki seçenek iyi bir seçenek değil” şeklinde konuştu. Bu durum, Trump’ın ay başında Hamaney’e gönderdiği mektubun içeriğiyle de örtüşüyor. Trump, mektubunda iki alternatif sundu: ya askeri müdahale yapılacak ya da bir anlaşmaya varılacak.
İran’dan Tepki
Hamaney, Witkoff’un mektubunu “bir aldatmaca” olarak nitelendirerek, Trump yönetimiyle yapılacak müzakerelerin, İran’a uygulanan yaptırımları daha da ağırlaştıracağına inanıyor. Hamaney, “Bu baskının ortasında pazarlık yapmak, sadece düğümü sıkılaştırmak anlamına gelir. Biz bunu kabul edemeyiz” ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.
Öte yandan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, mektubun tamamına yakın bir zamanda yanıt alacağını açıkladı. Arakçi, mektubun hem tehdit hem de fırsat içerdiğini belirtti. 24 Mart 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, “Washington baskı politikasını değiştirmediği sürece ABD ile müzakere mümkün değildir” dedi. Kısaca, İran’ın mevcut tutumu, herhangi bir müzakere için ön koşul olarak baskı politikalarının sonlanmasını gerektiriyor.
Bununla birlikte, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, CBS News’e verdiği röportajda, ABD’nin İran’ın nükleer programını tamamen ortadan kaldırmayı hedeflediğini açıkladı. Waltz, “İran programını dünya çapında şeffaf bir biçimde sonlandırmalıyız” dedi. Ayrıca, Başkan Trump’ın belirttiği gibi, sonuca yaklaşmakta olduklarını vurguladı. “Tüm seçenekler masada. İran’ın nükleer silah arzusundan tamamen vazgeçme zamanı geldi” şeklinde konuşarak, İran’a karşı kesin bir tutum sergiledi.
Özetle, ABD ve İran arasındaki gerilim devam ederken, Trump’ın Hamaney’e gönderdiği mektup, her iki tarafın da diplomasiye olan yaklaşımlarını farklı şekillerde ortaya koyuyor. ABD, askeri seçeneği dışlarken, İran ise baskı altındaki müzakereleri reddettiği için, bu sürecin nasıl ilerleyeceği belirsizliğini koruyor.