Oxford Cotswold Archaeology (OCA) ekibi, 1036-1044 yılları arasında tarihlendirilen sikkeler buldu. Bu dönem, İngiltere tarihinde önemli bir yapı değişikliği yaşandığı bir zaman dilimini temsil ediyor ve Kral Edward the Confessor’ın tahta çıktığı süreye denk geliyor. Bulunan sikkeler, o dönemde yaklaşık 320 pence değerindeydi; bu miktar, o zamanlarda 16 inek satın alımına yetecek kadar bir zenginlik sunuyordu.
‘KEŞFETTİĞİMDE TİTRİYORDUM’
Kazıyı gerçekleştiren OCA arkeologlarından Andrew Pegg, keşif anındaki heyecanını şu şekilde ifade etti: “Bu hazineyi keşfettiğimde titriyordum. Bu bulgu, Suffolk bölgesinin tarihine değerli bir katkı sağlıyor ve bunun bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.” Pegg’in bu açıklamaları, arkeolojik keşiflerin sunduğu heyecanı yansıtıyor. Arkeologlar için, geçmişe dair somut bir izi gün yüzüne çıkarmak her zaman özel bir deneyimdir.
Sikkelerin, orijinal olarak kumaş ve kurşun bir torba içinde bulunması, arkeolojik açıdan önemli bir bilgi sunmaktadır. OCA’daki araştırmacılardan Alexander Bliss, “Kumaş torbanın korunmuş olması, hazinenin bir bütün olarak analiz edilmesine olanak tanıyor. Bu da bulguyu daha da özel kılıyor,” diyerek bulguların kapsamlı bir inceleme imkânı sunduğunu belirtti. Bu durum, keşfin ticaret, ekonomi ve toplumsal yapılar hakkında daha derinlemesine bilgiler sağlayabileceği anlamına geliyor.
Hazineyi gömen kişinin, muhtemelen yerel bir etkisi olan fakat ulusal ölçekte bir öneme sahip olmayan orta sınıf bir birey olduğu düşünülmektedir. Bu bireyin, o dönem yaşanan siyasi değişimlerden endişe duyarak servetini saklamış olabileceği dikkate alınmaktadır. Bunun yanında, bu hazineyi geri almadığı durumu ise hâlâ bir sır olarak kalmaktadır. Ölüm, sürgün ya da başka engeller bu duruma sebep olmuş olabilir ancak kesin bir bilgi bulunmamaktadır.
Bu nadir keşif, İngiltere’de şimdiye kadar ortaya çıkarılan üçüncü Anglo-Sakson dönemine ait sikke hazinesi olarak dikkat çekicidir. Tarihçiler, Edward the Confessor’ın tahta çıktığı döneminin istikrarsızlıkla dolu olduğunu ve bu tür hazinelerin saklanmasının, o dönemin sosyal ve politik koşullarıyla doğrudan bağlantılı olduğunu vurgulamaktadır. Bu tür bulgular, geçmişteki yaşamın bugün nasıl şekillendiğini anlamamız açısından büyük bir değer taşımaktadır.
