Donald Trump, New York’taki kent içi geçiş ücretinin kaldırılmasıyla birlikte kendisini “kral” olarak ilan eden bir paylaşımda bulundu. Trump, şehir içi geçiş ücreti olarak belirlenen 9 doları kaldırarak, bu durumun Manhattan ve tüm New York’un kurtuluşunu simgeleyeceğini belirtti. Trump, “Peyaj öldü. Manhattan ve tüm New York kurtarıldı. Yaşasın kral!” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, Beyaz Saray’ın resmi sosyal medya hesabında, Trump’ın pırlanta taç taktığı bir görselle desteklendi.
Buna karşılık, ünlü şarkıcı Madonna, Trump’ın bu açıklamasına sert bir yanıt verdi. Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, Amerika’nın halkın yönettiği bir sistem kurma amacının olduğunu belirterek, bir monarşi kurmanın bu hedefine aykırı olduğuna vurgu yaptı. “Şimdi ise kendisini ‘kral’ ilan eden bir başkanımız var. Eğer bu bir şaka ise, ben gülmüyorum” şeklinde ifade ettiği sözleri, Trump’ın yaklaşımına yönelik ciddi bir eleştiri niteliğindeydi.
Madonna, Trump’ın başkanlık döneminde otoriter söylemleriyle sık sık karşı karşıya geldi. Uzun yıllardır, toplumsal meselelerde aktif bir duruş sergileyen sanatçı, Trump’ın başkanlığı süresince sahne konuşmaları ve protestolara katılarak, karşıt görüşlerini dile getirmiştir. Aynı zamanda, LGBT haklarının gerilemesi gibi konulara da dikkat çekerek, insanlara “Mücadeleden vazgeçmeyin” mesajını vermeyi sürdürdü. Bu durum, Madonna’nın sosyal adalet ve eşitlik konularındaki kararlılığının bir göstergesi olarak kabul ediliyor.
Madonna ve Trump arasındaki bu polemik, sadece politikacı ve sanatçı arasındaki çatışmayı değil, aynı zamanda Amerika’daki siyasi atmosferin karmaşıklığını da gözler önüne seriyor. Trump’ın otoriter bir lider olarak kendini konumlandırması, Amerika’daki demokratik yapının sorgulanmasına yol açarken, Madonna gibi sanatçıların karşı duruşu, bu durumu eleştiren seslerin hala var olduğunu gösteriyor. Bu bağlamda Madonna’nın açıklamaları, Amerika’nın temel değerlerini savunan bir kamu figürü olarak onun rolünü pekiştiriyor.
