Bolu kent merkezine 38 kilometre mesafede bulunan, 2 bin 200 rakımlı Köroğlu Dağları’nın zirvesinde bulunan Grand Kartal Otelde, 21 Ocak 2025 tarihinde korkunç bir yangın meydana geldi. Bu yangında, toplamda 78 kişi hayatını kaybetti. Yangında hayatını kaybedenlerden biri, Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Kübra Tonguç Altın (41) ve onun 4. sınıf öğrencisi olan kızı Alya Altın (10) oldu. Kübra Tonguç Altın’ın eşi Hilmi Altın (42), yangın sırasında yaralı olarak kurtuldu.
Yangın, Altın ailesinin 4. kattaki odalarından panik içinde kaçmaya çalıştıkları esnada başladı. Hilmi Altın, yoğun duman ve koridorun karanlık olması nedeniyle eşini ve kızını kaybetti. Kübra Tonguç Altın ile Alya Altın’ın cenazeleri, Parkaltı Camii’nde kılınan namazın ardından yan yana defnedildi.
‘Nefes almak imkansızdı’
Yangın sırasında eşi ve kızını kaybeden Hilmi Altın, sosyal medya üzerinden o korkunç anları paylaştı ve şu ifadeleri kullandı: “Olay günü eşim Kübra’nın ‘Hilmi kalk, yangın var, bize yetiş’ sözleri üzerine gözlerimi açtım. Hemen odadan çıkmaya çalıştım, ama duman o kadar yoğun ve zehirliydi ki nefes almak imkansızdı. Merdivenlere ulaşmaya çalıştım ama başaramadım. Eşimin ve çocuğumun daha hızlı davranmış olmalarının onları kurtardığını düşündüm.“
‘Yatakları aşağıya attık’
Hilmi Altın, bu korkunç olayda yaşadıklarını anlatmaya devam etti ve şöyle söyledi: “Koridorun sonunda, kalabalık bir grup, cam kırmaya çalışıyordu. Hemen onlara katıldım. Yaklaşık 13 kişiydik ve çoğunluk çocuklar ve kadınlardı. O sırada yatakları pencereden aşağı atma fikri geldi aklıma ve herkes bu fikri destekledi. Hızla yatakları pencereden aşağı attık ve çarşaflarla çocukları indirmeye başladık.“
‘Otel, eşimi ve kızımı benden aldı’
Hilmi Altın, gözyaşları içerisinde o trajik anları paylaşarak, “Yangın sırasında çok zor bir durumdaydık. Ben ve arkadaşlarım çarşaflarla kaçmaya çalışırken, kendimi 8. kattaki pencereden 5. kattaki sundurmaya bırakmak zorunda kaldım. O an kurtarmaya çalışan bir arkadaşımın üzerine düştüm. Ama eşim ve kızımı bulamadım. O günün sonunda, bu otel eşim Kübra ve kızım Alya’yı benden aldı. Bu, dünyadaki en acı hislerden biridir.” şeklinde konuştu.
Yangında yakınlarını kaybeden Hilmi Altın, ekledi: “Biz o otele, birlikte büyüyen çocuklarımızla gitmiş, tatil hayalini gerçekleştirmek istemiştik. Ancak hiç beklemediğimiz bir facia yaşandı. Kızımın canından çok seven eşim, son nefesinde bile ‘minik kuşunu’ bırakmadı. Ayrıca, beraber gittiğimiz Yalçın ailesinden Atakan ve minik Derin’i de kaybettik. Onların eşi ve kızı zor da olsa kurtulabildi.“
‘Göz göre göre katliam’
Hilmi Altın, bu facianın sorumlularının ceza alması için mücadele edeceğini belirterek, “Bu, bir talihsizlik değildir; göz göre göre bir katliamdır. Bizlere o otelde ‘Ölümlerden ölüm beğen
