Türkiye’de Bakım Sigortası ile Yaşlılık Güvencesi

Türkiye’de Yeni Bir Sigorta Kolu: Bakım Sigortası Yaşlılıkta Çare Olacak
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, ülkemizde nüfus artış hızında gözle görülür bir düşüş meydana gelmektedir. 2022 yılı itibarıyla binde 7,1 olan bu oran, 2023 yılında binde 1,1 seviyelerine gerilemiştir. Yaşlı nüfusun hızlı artışı ve genç nüfusta yaşanan azalma, yaşlı bakım hizmetlerine yönelik yeni bir ihtiyacı gündeme getirmiştir. Geleneksel bakım hizmetlerinin yetersiz kalmasıyla birlikte, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başmüfettişi İsa Karakaş, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulunmuştur.
Bakım Sigortası ile Yaşlılık Güvencesi
Kapitalizm ve bireyselleşmenin etkisiyle yaşlanan nüfus için önemli bir yenilik olarak “Tamamlayıcı Uzun Süreli Bakım Sigortası” üzerine ağırlık verildiği ifade edilmektedir. Türkiye Gazetesi’nde yer alan yazısında İsa Karakaş, Orta Vadeli Program, Kalkınma Planı ve Cumhurbaşkanlığı Programı’nda bu konunun öncelik arz ettiğini vurgulamıştır. Uzun süredir tartışılan bu yeni sigorta kolunun hayata geçirilmesi, hem ülkemizdeki yaşlı bireyler hem de sosyal güvenlik sistemi açısından büyük bir gereklilik olarak ortaya çıkmıştır. Karakaş, “Ülkemizde yaşlı ve bakıma muhtaç bireyler için bu sigortanın ihdas edilmesi kaçınılmazdır” şeklinde bir ifade kullanmıştır.
Değişen Dünya Düzeni: Aile Bağları Zayıflıyor
Özellikle şehirleşmenin hız kazanması, göç hareketleri ve iş gücü düzenindeki değişiklikler, aile yapısında önemli bir dönüşümlere yol açmaktadır. Bu değişim, bakıma muhtaç yaştaki kişilerin sayısının artmasıyla birlikte ailelerin bakım yükümlülüğünü üstlenme eğiliminde bir azalmaya neden olmaktadır. Dolayısıyla, sosyal güvenlik sisteminin bu tür bireylere yönelik sunduğu hizmetlerin yetersizliği, bakım sigortası uygulamasının gerekliliğini daha da vurgulamaktadır.
Almanya Modeli Örnek Alınıyor
Almanya, yaşlı nüfusun artışı sonucunda bakım sigortası uygulamasını yaklaşık 28 yıl önce devreye sokmuş ve bu politikayı başta çalışanlar olmak üzere işveren katkılarıyla yürütmüştür. Almanya’daki bu model, devlet desteğinin yanı sıra sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamış ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Türkiye’de düşünülen bakım sigortası uygulamasının da benzer bir modeli baz alarak hayata geçirilmesi hedeflenmektedir.
Kamu ve Özel Sektör Birlikte Çalışabilir
Bakım sigortası uygulaması ile birlikte, hizmetlerin yalnızca kamu kuruluşları tarafından değil, özel sektör işletmeleri aracılığıyla da sunulması planlanmaktadır. Böylece, hem kamu hem de özel sektör girişimlerinin, bakıma muhtaç bireylerin ihtiyaçlarına karşılıklı iş birliği yaparak daha etkili bir şekilde yanıt vermesi hedeflenmektedir. Bu durum, bakım hizmetlerinin çeşitlendirilmesi ve kalitesinin artırılması anlamında büyük bir potansiyel taşımaktadır.