Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, 15 günlük bir aranın ardından, bugün AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe‘de toplandı. Bu toplantı, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad yönetiminin sona ermesinin ardından gerçekleştirilen ilk kabine toplantısı olarak öne çıkıyor. Toplantının ardından Erdoğan, düzenlediği basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın açıklamaları etkinliğin ruhunu belirleyen bir çerçeve çizdi. Öncelikle, Türkiye’nin dünya meselelerine olan katkısını ve evrensel barışa duyduğu bağlılığı vurguladı. Erdoğan, “Türkiye, dünya meselelerinin seyrini değiştiren barışçı ve aktif politikalarıyla tarihe yön vermekte, hem kendi hem insanlık tarihini yeniden yazmaktadır,” diyerek uluslararası siyasetteki rolünü anlatmaya çalıştı.
Toplantıda, Suriye’deki gelişmelere de geniş bir yer verildi. Erdoğan, Suriye’deki iç savaşın yeni bir boyut kazandığını ve 61 yıl süren zorba Baas iktidarının sona erdiğini dile getirerek, “Verilen sözlere rağmen yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rıfat ve Münbiç’in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz,” ifadelerini kullandı. Suriye konusundaki hassasiyetlerinin, her zaman menfaat eksenli olmadığını belirtti.
Esad’ın yönetiminin arkasında bıraktığı insani trajediyi dile getiren Erdoğan, “Esed, arkasında 1 milyona yakın insanın katledildiği, 12 milyon insanın göç etmek zorunda kaldığı, birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır,” dedi. Ayrıca, Türkiye’nin Suriye konusundaki yaklaşımının vicdani bir temele dayandığını ve Türkiye’nin Suriyeli mazlumlara açıverdiği kucaklamanın ulusal bir şeref payesi olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’nin genç bir nüfusa sahip olduğunu ve bu ülkeye olan güçlü değişim rüzgarının hem muhacirler hem de tüm Suriye halkı için hayırlı sonuçlar doğuracağına inandığını vurguladı. Suriye’nin istikrara kavuşmasının, gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşlerin artmasına yol açacağını umduğunu ifade etti.
Özellikle, Suriyeli sığınmacıların dönüşü konusunda da önemli bir adım atıldığının müjdesini veren Erdoğan, “Yığılmaları önlemek ve trafiği kolaylaştırmak amacıyla Yayladağı Hudut Kapısı’nı da geçişlere açıyoruz,” dedi. Bu durum, Türkiye’nin sığınmacı politikasının ne denli önemli ve öncelikli olduğunu gösterdi.
Erdoğan, Türkiye’nin başka bir ülkenin toprağında gözü olmadığını, sınır ötesi harp ajanlarının yalnızca vatanı ve vatandaşları korumak amacıyla düzenlendiğini vurguladı. Ayrıca, “Türkiye, sınırlarının ötesinde yeni terör çıbanbaşlarının ortaya çıkmasına göz yummayacaktır,” diyerek ülkedeki güvenliğinin sağlanması konusundaki kararlılığını yineledi.
Son olarak, PKK ve DEAŞ’ın Türkiye’nin düşmanı olduğunu ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasının son derece önemli olduğunu belirterek konuşmasını sonlandırdı. “Ne PKK ve Suriye’deki uzantıları ne DEAŞ ülkemizin muhatabı değil, muarızıdır,” diyerek, Türkiye’nin uluslararası güvenlik politikalarının temel ilkelerini tekrar gün yüzüne çıkardı.
Ayrıntılar geliyor…
