Tülay Hatimoğulları: Barış için birlikte çalışmalıyız

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Hatimoğulları, Türkiye’nin içinde bulunduğu durum ve barış sürecine dair görüşlerini dile getirdi. Toplantıda öne çıkan sorulardan biri, “Rojava’da savaş Türkiye’de barış olabilir mi?” oldu. Bu soru, bölgedeki çatışmaların yerel barışa etkisini sorgularken, Hatimoğulları’nın açıklamalarının temelini oluşturdu.
Hatimoğulları, Diyarbakır’da yaptığı bir açıklama ile gündeme gelen “Ya barışı inşa edeceğiz ya da her yer Gazze olacak” ifadelerinin bazı kaynaklar tarafından çarpıtıldığını belirtti. Bu konuda barış istemeyen çeşitli yayın organlarının ve kaynakların, açıklamalarını manipüle ettiğini ifade eden Hatimoğulları, bu tür dezenformasyonların devam edeceğini ima etti. Barış karşıtı her türlü söyleme ve harekete karşı dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Hatimoğulları, bu tür yaklaşımların Türkiye’nin geleceği adına tehlikeli olduğunu vurguladı.
Sözlerine devam eden Hatimoğulları, Abdullah Öcalan’ın barış sürecine katkıda bulunabilmesi için üzerindeki tecridin derhal kaldırılması gerektiğini belirtti. Hatimoğulları, “Eğer barış süreci olacaksa, Sayın Öcalan halklarla buluşacak bir zemine kavuşturulmalıdır” diyerek, bu adımın önemine dikkat çekti. Öcalan’ın sürece katılımının, barışın inşası açısından kritik olduğunu ifade eden Hatimoğulları, bu bağlamda gerekli adımların atılmasının zorunlu olduğunu savundu.
Ayrıca, muhalefetin önemli bir bölümünün geçmişte sağduyu gösterdiğine ve çözüm odaklı yaklaşımlar sergilediğine değinen Tülay Hatimoğulları, bu tavrın Türkiye toplumuna sunulmuş büyük bir katkı olduğunu dile getirdi. “Tutumunuz kıymetli, tutumunuz çok önemli” diyerek, muhalefetin bu tavrını destekledi. Barış için mücadelede parlamentonun çatısı altında ve toplum içinde çalışmanın önemine vurgu yapan Hatimoğulları, muhalefete birlik çağrısı yaptı.
Sonuç olarak, Tülay Hatimoğulları’nın konuşması, Türkiye’de barışın sağlanması adına atılması gereken adımlar ve mevcut durum hakkında güncel bir değerlendirme sundu. Özellikle Rojava’daki savaş ve Türkiye’deki barış inşası arasındaki ilişkiyi sorgularken, barışa yönelik olumsuz yaklaşımlara karşı durulması gerektiğini belirtti.
Hatimoğulları’nın açıklamaları, Türkiye’deki siyasi ortamda barış için atılması gereken adımları ve toplumun bu konudaki hassasiyetlerini bir kez daha gündeme taşıdı. Duyulur duyulmaz etkili olması beklenen bu söylemler, ilerleyen günlerde Türkiye’nin barış sürecindeki gelişmeleri nasıl etkileyebilir sorusunu akıllara getiriyor.