Sağlık

TTB’ye Dair: Hekimlerin Örgütlenme Süreci

Son zamanlarda Memleket Tabipliği’nde yazı yazma fırsatı bulmuştum. Bu coğrafyada hekimlerin ilk örgütlenmesi 1856 yılında, yabancı ve gayrimüslim doktorların oluşturduğu Cemiyet-i Tıbbiye-i Şahane ile başladı. Türk ve Müslüman hekimlerden oluşan Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye ise 1867 yılında kuruldu.

Hekim örgütlenmesinde asıl patlama ise 1908 Jön Türk Devrimi sonrasında daha çok etnisite temelinde kurulan Etibba Cemiyetleri ile yaşandı. O dönemde hekimlerin örgütlenme çabaları Fransız modeli hekim sendikacılığı ve Alman modeli tabip odaları üzerinde yoğunlaştı. Meslek örgütlerine özel bir düzenleme olmadığından bu örgütler Cemiyetler Kanunu çerçevesinde dernek statüsünde faaliyet gösterdiler.

Cumhuriyet döneminde 1929 yılında çıkarılan Etibba Odaları Nizamnamesi ile dokuz bölgede tabip odaları kuruldu. Zamanla sayıları artan Etibba Odaları aslında ayrı bağımsız yapılar halindeydi. Ancak 1953 yılında Türk Tabipleri Birliği’nin kurulmasıyla merkezi bir çatı altında toplandılar. TTB, o dönemde hekimlerin haklarını savunmak, mesleki sorunlarla mücadele etmek için kurulmuş bir kuruluştur.

TTB’nin büyük değişimi altmışlı yılların ortasında Dr. Erdal Atabek ve arkadaşlarının yönetimi döneminde gerçekleşti. TTB, korporatist bir yapıdan çıkarak bir mücadele örgütüne dönüştü. Bu değişimi başlatanlar, SSK hekimlerinden güç alarak sendikalaşmanın ve örgütlenmenin önemini kavrayan hekimlerdi.

Sonrasında 12 Eylül darbesi geldi ve TTB de diğer muhalif örgütler gibi baskılardan nasibini aldı. Ancak 89 Bahar Eylemleri sırasında TTB Beyaz Eylemler ile tekrar canlandı ve mücadeleci günlere geri döndü.

Neoliberal politikalar doğrultusunda sağlık reformu gündeme gelirken TTB, bu piyasacı reforma karşı mücadele verdi. Basın açıklamaları, yürüyüşler, mitingler ve eylemlerle sesini duyurmaya çalıştı. AKP’li Sağlık Bakanı Recep Akdağ, TTB’nin o dönemki mücadele tarzını, “TTB sniper gibi. Kafamızı çıkardığımız an ateş ediyor!” şeklinde tanımladı.

TTB, bu hafta sonu 76. Büyük Kongresi’ni gerçekleştirecek. Delege dağılımına bakıldığında, sol ve demokrat kadroların iki ayrı listeyle seçime girme olasılığı bulunuyor. Ancak bazı aktivistler seçimlere tek liste ile girilmesi için çaba gösteriyor.

Umarım ve dilerim ki önümüzdeki günlerde sol düşünceye ağırlık kazanır ve TTB’nin misyonu güçlenir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu