Trump’tan Gazze için tartışmalı plan!

Donald Trump, 2023 yılında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında, Amerika Birleşik Devletleri’nin savaşın tahrip ettiği Gazze Şeridi’ni üstleneceğini ve bu bölgedeki Filistinlilerin başka yerlere yerleştirildiği takdirde ekonomik kalkınma sağlayacağını açıkladı. Trump’a yöneltilen “Gazzeliler daha sonra evlerine dönebilecek mi?” sorusuna verdiği cevap ise dikkat çekiciydi; “Öyle bir sistem yapacağız ki, dönmek istemeyecek” ifadesini kullandı.
Trump’ın bu açıklaması, Gazze’de yaşayan iki milyondan fazla Filistinlinin kalıcı olarak komşu ülkelere yerleştirilmesini önerdiği açıklamadan yalnızca günler sonra geldi. Gazze’yi bir “yıkım sahası” olarak tanımlayan Trump, bu bölgenin Amerika tarafından devralınarak büyük iş alanları yaratılacağına dair iddialarda bulundu. “ABD Gazze Şeridi’ni devralacak, burası bizim olacak ve burada büyük istihdam yaratacağız” şeklinde belirttiği cümleler, bölgede tehlikeli patlamamış mühimmatların temizleneceğini ekleyerek devam etti.
‘ORTA DOĞU’NUN RİVİERASI’
Trump, Gazze’nin dönüştürüleceği yeni vizyonunu “Orta Doğu’nun Rivierası” olarak nitelendirdi. Ancak bu bölgenin kimler tarafından yaşanacağı konusundaki belirsizlik, eleştirilerin ardı sıra gelmesine sebep oldu. Birçok Demokrat siyasetçi, Trump’ın planının Filistinlilerin zorla yerlerinden edilmesi anlamına geldiğini savunarak bunun uluslararası hukukun ihlali olduğunu öne sürdü. İnsan hakları savunucuları da Trump’ın önerisini etnik temizlik olarak değerlendirdi ve Hamas yetkilisi Sami Ebu Zuhri bu durumu “absürt” ifadeleriyle eleştirdi.
TARTIŞMALAR VE HUKUKİ REAKSİYONLAR
Trump’ın bu önerileri, Orta Doğu’daki diplomatik dinamikleri de etkiledi. Suudi Arabistan, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesi fikrini kesin bir dille reddetti ve Filistin devleti kurulmadan İsrail ile herhangi bir diplomatik ilişki kurmayacaklarını duyurdu. Suudi yetkililer, Trump’ın iddialarını yalanlayarak, Filistin konusuna ilişkin kesinlikle taviz verilmeyeceğini vurguladı. Ayrıca, Filistin’in işgal edilmesi durumunda bu ülkeyle olan tüm ilişkilerin kesileceği belirtildi.
Netanyahu, Trump’ın açıklamalarına destek verme konusunda temkinli davrandı ve sadece Trump’ın “alışılmışın dışında” düşündüğünü ifade etmekle yetindi. Bu durum, Washington’daki uzun süreli politikalarla çelişki oluşturdu. Zira, ABD ve uluslararası toplumun büyük bir kısmı, Gazze’nin işgal altındaki Batı Şeria ile birlikte gelecek bir Filistin devletinin parçası olması gerektiğini savunuyor.
Trump’ın açıklamaları, Gazze’deki askeri varlık ile ilgili soru işaretlerini de gündeme getirdi. Geride kalan dönemlerde, önceki Amerikan yönetimleri Gazze’ye asker göndermeyi sürekli olarak reddetmişti. Uzmanlar, Trump’ın bu önerisini müzakereler için baskı oluşturma girişimi olarak değerlendirse de, bölgedeki mevcut gerilim ve karmaşa, önerinin hayata geçirilme olasılığını belirsiz kılıyor.
Birleşmiş Milletler’in ocak ayında yayımladığı raporda, İsrail bombardımanları sonucu Gazze’de oluşan 50 milyon ton enkazın temizlenmesinin 21 yıl sürebileceği ve bunun maliyetinin 1,2 milyar doları bulacağı belirtildi. Bu durum, Trump’ın bölgeyi kalkındırma vaadini sahadaki gerçeklerle ciddi bir çelişki içinde bırakıyor.