“`html
20 Ocak’ta başkanlık görevini devralmaya hazırlanan Donald Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşme hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Trump, Erdoğan’dan Kürtlere yönelik bir saldırıda bulunmamasını rica ettiğini ifade etti. Trump, “Kürtlerin ve Türkiye’nin doğal düşman olduğunu ve birbirlerinden nefret ettiklerini” belirterek, bu durumu kabul ettiklerini, ancak barışın ne kadar süreceğinin belirsiz olduğunu vurguladı. “Bu barış uzun süremez” dedi.
Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik övgü dolu sözler sarf ederek, Türkiye-ABD ilişkilerinin güçlü olduğunu dile getirdi. “Cumhurbaşkanı Erdoğan benim arkadaşım. Sevdiğim, saygı duyduğum bir kişi. Sanırım o da bana saygı duyuyor” ifadelerini kullandı. Erdoğan ile yaptığı bu görüşmelerde Kürtlerin peşinden gitmemesi yönündeki talebinin karşılık bulduğunu, bunun sonucunda Erdoğan’ın da bu noktada üzerine gitmediğini belirtti.
Trump, “Erdoğan (Kürtlerin) üstüne gitmedi. Geçmişte de yapmadı. Başlamıştı ve ben de lütfen bunu yapma dedim. O da yapmadı” açıklamasıyla Erdoğan’ın tutumunu destekledi.
TÜRKİYE, 2 BİN YILDIR SURİYE’NİN PEŞİNDE
ABD’nin Suriye’deki askeri varlığı hakkında yorum yapmaktan kaçınan Trump, bu stratejinin askeri bir parça olduğunu belirtti. Ancak, Türkiye’nin Suriye’ye tarihi bir bağ ile müdahil olduğunu ifade etti. “Türkiye, 2 bin yıldır farklı isimler ve farklı şekillerde o ülkenin peşinde” dedi. Bu açıklamalar, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik tarihsel bir müdahale perspektifini de ortaya koyuyor.
Trump, Suriye’deki gelişmelere dikkat çekerek, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde aktif bir rolü olduğunu ima etti. “Suriye’de yaşananlara baktığınızda, Rusya ve İran’ın zayıfladığını görüyorsunuz. Erdoğan çok akıllı bir kişi. Adamlarını farklı şekillerde ve isimlerle oraya gönderdi. (Suriye’nin) içine girdiler ve ele geçirdiler. Olan bu” şeklinde konuştu. Bu açıklamalar, Türkiye’nin Suriye içindeki etkisini ve müdahale biçimlerini ele alıyor.
Trump, ayrıca Aralık ayında yaptığı basın toplantısında, Suriye lideri Beşar Esat’ın devrilmesini Türkiye’nin Suriye’deki muhalif gruplarla iş birliği içinde gerçekleştirdiği “dostça olmayan bir yönetim değişimi” olarak değerlendirmişti. Bu tür açıklamalar, Türkiye’nin uluslararası alanda yürüttüğü politikaların yanı sıra, Suriye’ye yönelik stratejik hedeflerini de gözler önüne seriyor.
“`