ABD Dışişleri Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde bir basın açıklaması yaparak, belirli dış yardım programlarına yönelik kesintilerin nedenlerini kamuoyuyla paylaştı. Açıklamaya göre, bu karar, dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın 2019 yılında imzaladığı ‘ABD Dış Yardımlarının Yeniden Değerlendirilmesi ve Düzenlenmesine İlişkin Yürütme Emri’ çerçevesinde alındı. Bakanlık, Trump’ın yönetimi altında, Amerikan halkının menfaatlerine hizmet etmeyen ve “gereksiz” olarak nitelendirilen harcamalarla mücadele edeceğine işaret etti.
Açıklamada, dış ülkelere yapılan mali yardımlardaki kesintilerin, bu yardım programlarının etkinliğinin yanı sıra ABD dış politikasına ne ölçüde katkıda bulunduğunun daha iyi bir şekilde değerlendirilebilmesi amacıyla gerçekleştirildiği vurgulandı. Yani, bu düzenlemenin arkasında yatan temel sebep, yardım programlarının verimliliği ve bu programların Amerikan çıkarlarıyla nasıl örtüştüğünü belirlemek olarak ifade edildi.
Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, yapılacak gözden geçirme ve düzenlemelerin sadece bir idari işlem değil, aynı zamanda ‘ahlaki bir zorunluluk’ olduğu dile getirildi. Bakanlık, böyle bir yaklaşımın gerekliliğini savunarak, bütçe kaynaklarının etkin ve doğru kullanılması gerektiğini vurguladı. Yardım programlarını değerlendirmenin yanı sıra, bu harcamaların yalnızca Amerikan halkına gerçek fayda sağladığı takdirde devam etmesi gerektiği açıkça ifade edildi.
Sonuç olarak, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bu açıklaması, Trump dönemindeki dış yardımların tekrardan ele alınacağını ve sadece Amerikan halkına katkı sağlayacak yardım programlarının sürdürüleceğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu bağlamda, hükümetin dış politikasının daha önceden belirlenen hedeflere ulaşmasındaki rolü açısından da önemli bir değerlendirme süreci başlatılmış bulunmaktadır. Yardım programlarının kimin faydasına olduğunu sorgulamak, hem ulusal güvenlik açısından hem de bütçe yönetimi açısından kritik bir adım olarak görülüyor.
