TBMM Genel Kurulu, Can Atalay için olağanüstü toplandı ve toplantıyı TBMM Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ yönetti. MHP milletvekilleri toplantıya katılmadı ancak AKP milletvekilleri, kuliste yoklamayı beklediler. Ayağını kırdığı belirtilen CHP Lideri Özgür Özel, TBMM Genel Kurulu’na havalı yürüme botu giyerek katıldı.
Meclis Genel Kurulu’nda, CHP’nin başvurusuyla alınan olağanüstü toplantı kararı okundu. Olağanüstü toplantıda söz alan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, oturumun Bozdağ tarafından yürütülmesinin usule aykırı olduğunu kaydetti.
TİP Milletvekili Ahmet Şık, saldırıda bulunduğu AKP sıralarına bakarak, “Sizde hiç utanma yok” dedi. Şık’ın konuşması, AKP milletvekilleri tarafından kürsüye yürümeleriyle kesildi. Şık, AKP milletvekillerine “Hepinizin toplamının bu ülkeye faydası, bir Can Atalay kadar etmez” dedi. Ardından AKP Milletvekili Alpay Özalan, Şık’a saldırdı ve DEM Partili Gülistan Kılıç Koçyiğit yaralandı.
Saldırılardan sonra Meclis’te ara verildi ve muhalefetin ‘Görüşmeye devam etmeyelim’ önergesi AKP tarafından reddedildi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Ahmet Şık ve Alpay Özalan’a kınama cezası verilmesi önerisini Genel Kurula sundu.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu, saldırıyı savunarak, “Burası TBMM dingonun ahırı değil, hakaret edersen cevabını da alırsın” dedi. AKP İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan da, saldırıyı kınayan açıklamalarda bulundu.
CHP Lideri Özel, olaylarda yaralanan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’i Meclis’te ziyaret etti ve yaşananların utanç verici olduğunu dile getirdi. Koçyiğit, saldırının planlı olduğunu belirtti.
Mecliste yaşananlar, Türkiye’deki demokratik süreçlerin zayıflığını ve hukukun rafa kaldırılmasını gözler önüne serdi. Başdanışmanlık seçim sonrası sadece yemin etmek için kürsüye çıkarak öne çıkan ve beklenen performansı göstermeyen AKP’li Alpay Özalan, saldırı olaylarında yer aldı.
Bir diğer gelişme ise AYM’nin Can Atalay hakkındaki ihlal kararı hakkında yapılan toplantı sırasında Atalay’ın Silivri Cezaevinde bulunması ve televizyon yayınının kesilmesiydi. Hukukun, demokrasinin ve yasanın yerini koruyamadığı bir süreç yaşanırken, tepkiler yükseldi ve muhalefet saldırıları kınadı.