Tayland, 11 yıldır ülkede tutuklu bulunan 40 Uygur Türkü’nü sınır dışı ederek Çin’e gönderme kararı aldı. Bu karar, Tayland’ın uluslararası hukuku ve süreçlerini ihlal etmediğini savunan Tayland Başbakanı Paetongtarn Shinawatra tarafından açıklanmıştır. Çin, uzun süredir Uygur Türkleri üzerinde baskı uyguladığı ve insan hakları ihlalleriyle gündeme geldiği için bu durum, uluslararası arenada dikkat çekmiştir.
Ülkede yaşanan bu olay, Amerika Birleşik Devletleri’nin tepkisini de çekmiştir. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Tayland tarafından Uygur Türklerinin zorla Çin’e iade edilmesini kınayarak, bu eylemin uluslararası yükümlülüklerle çeliştiğini belirtmiştir. Rubio, “Tayland bir grup Uygur’u zorla Çin’e iade etti. Tayland’ın uzun süredir müttefiki olarak, uluslararası yükümlülüklerine aykırı olan bu eylemden endişe duyuyoruz. ABD bu eylemi kınamaktadır.” ifadelerini kullanmıştır. Bu açıklama, Tayland hükümetine Uygur Türklerine onurlu bir şekilde muamele edilmesi ve haklarının korunması konusunda çağrıda bulunmuştur.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) de Tayland’dan gönderilen 40 Uygur Türkü’nün durumunu kınamıştır. BMMYK, bu göçmenlerin haklarının korunması gerektiğinin altını çizmiştir. Uygur Türkleri, uzun yıllardır insan hakları ihlallerine maruz kaldıkları ve Çin hükümetinin baskıcı politikaları nedeniyle uluslararası koruma talep etmektedirler. Tayland’ın bu durumda nasıl bir tutum sergileyeceği, uluslararası toplum tarafından yakından izlenecek bir mesele olmuştur.
Uygur Türkleri’nin Çin’e iadesi, birçok insan hakları savunucusu ve uluslararası kuruluş tarafından, insan hakları ihlalleri ve etnik temizlik endişeleriyle bağlantılı olarak büyük bir kaygı yaratmaktadır. Özellikle Tayland’ın bu eylemi, göçmenlerin korunması gereken hakları üzerinde ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Uluslararası toplumun bu tür eylemlere verdiği tepki ise, ülkelerin insan hakları konusundaki sorumluluklarını sorgulamaktadır.
Özetle, Tayland’ın Çin’e Uygur Türklerini sınır dışı etmesi, bölgedeki insan hakları ihlalleri konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirirken, bu durum uluslararası ilişkilerde de önemli bir gerginlik yaratmıştır. ABD ve BMMYK gibi uluslararası kuruluşların tepkileri, Tayland hükümetinin bu tür kararları alırken sahip olduğu uluslararası yükümlülükleri göz önünde bulundurması gerektiğinin bir hatırlatıcısı niteliğindedir.
