Gündem

Kahraman’ın Hastane Sevkinde Kötü Muamele İddiası

Gezi Parkı davası tutuklusu Tayfun Kahraman’a yönelik hastaneye sevk sürecinde yaşanan kötü muamele ile ilgili çok çarpıcı görüntüler kamuoyuna yansıdı. T24’te köşe yazarlığı yapan Murat Sabuncu, Kahraman’ın multiple skleroz (MS) hastalığı nedeniyle hastaneye götürülürken cezaevi aracındaki kötü muamele anlarını paylaştı. Bu olay, hem sağlık sorunları hem de tutuklu olmanın getirdiği zorluklar üzerine derin bir tartışma yarattı.

Kahraman’ın hastaneye sevki sırasında yaşadığı kötü muamele, darp raporu ve ortaya çıkan görüntülerle belgelenmesine rağmen, ilgili görevlilere yönelik herhangi bir soruşturma izni verilmemiş olması endişe verici bir durum olarak öne çıkıyor. Murat Sabuncu’nun aktarımına göre, Tayfun Kahraman’ın avukatı durumu detaylı bir şekilde dilekçesinde aktardı. Dilekçede, Kahraman’a kelepçe takıldığı sırada yaşanan olaylar dikkat çekiyor.

KELEPÇE SIKIYDI

Tayfun Kahraman, kelepçesinin takılması sırasında jandarma personelinin, kelepçeyi gereğinden fazla sıkı tuttuğunu ifade etti. Kahraman, ilk etapta bu durumu yetkililere bildirmiş ve kelepçenin gevşetilmesini istemişti. Ancak, talepleri jandarma personeli tarafından dikkate alınmamış ve amirin olumlu bir geri dönüş yapmamasından dolayı kelepçe daha da sıkılmıştır. Bu sıkışıklık nedeniyle Kahraman, ceza infaz kurumundan çıktıktan sonra bile (yaklaşık 25 dakika kadar) bileklerini sıkan kelepçe ile yola devam etmek zorunda kalmıştır.

Kelepçenin vücuda zarar verecek kadar sıkı olduğu, bu durumu kanıtlayan araç içi kamera kayıtları, doktorun 28 Ağustos 2024 tarihli tuttuğu tutanak ve 30 Ağustos 2024 tarihli adli muayene raporu ile belgelenmiştir. Bu belgeler, Tayfun Kahraman’a uygulanan muamelenin ciddiyetine dair önemli deliller sunuyor.

Bu olay, sadece bir bireyin yaşadığı bir zorluk değil, aynı zamanda Türkiye’deki ceza infaz sistemine ilişkin geniş bir tartışmayı da beraberinde getiriyor. İnsan hakları açısından son derece hassas olan bu durum, tutuklu bireylerin maruz kaldığı muamelelerin denetimi ve adaletin sağlanması gerekliliğini vurguluyor. Kamuoyunun dikkatini çeken bu tür olaylar, sistemin işleyişi ve adalet arayışında önemli bir dönemeç teşkil edebilir.

Sonuç olarak, Tayfun Kahraman’ın yaşadığı maddi ve manevi travma, cezaevindeki tutukluların insan haklarına saygı gösterilmesi ve tedavi süreçlerinin insani bir şekilde yürütülmesi konusunda ciddi bir uyarı niteliği taşımaktadır. Yetkililerin bu durumu göz önünde bulundurarak, tutukluların sağlık haklarını koruyacak önlemleri alması gerekli bir durumdur. Kamuoyunun dikkatinin bu olayda yoğunlaşması, insan hakları ihlallerinin önlenmesi açısından önem taşımaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu