İstanbul’un Şişli ilçesinde, 6 yaşındaki Şirin ile ilgili yürütülen soruşturmada cinsel istismar bulguları tespit edildi. Küçük kız, 31 Ekim tarihinde kaybolmuş ve yaklaşık dört gün sonra Feriköy Mezarlığı’nda ölü olarak bulunmuştu. Ailesi, Şirin’in kaybolduğu günün ardından kayıp başvurusu yapmıştı ve olayın üzerinden geçen süre zarfında birçok detay açığa çıkmaya başladı.
Yürütülen soruşturma kapsamında, Şirin’in cinsel istismara uğradığına dair bulguların ortaya çıkması, kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, olayın karanlık yüzlerini de gün yüzüne çıkardı. Özellikle cinayet öncesinde Şirin’in bir şüpheliyle görüştüğüne dair elde edilen güvenlik kamera görüntüleri, soruşturmayı derinleştiren önemli bir veri olarak değerlendirildi.
İlk Karşılaşma Görüntüleri
İş yerinin güvenlik kameraları tarafından kaydedilen görüntülerde, Şirin’in çöp konteynerinin önünde bir şüpheli olan M.Ö. ile görüştüğü ve daha sonra onunla birlikte yürüyerek uzaklaştığı görülüyor. Bu görüntüler, masum bir çocuğun kaybolmadan önce kiminle etkileşimde bulunduğuna dair ilk ipucu niteliğinde. Olaydan sonraki süreçte, bu tür görüntülerin nasıl yorumlanacağına dair türlü değerlendirmeler yapılmakta.
Olayın Gelişimi
Feriköy Mahallesi’nde kaybolan Şirin, 2 Kasım 2023 tarihinde Feriköy Mezarlığı’nda ölü olarak bulundu. Kaybolduğu gün aile fertleri hemen kayıp başvurusunda bulunmuştu. Olayın başından beri sürdürülmekte olan soruşturmalar sonucunda, gözaltına alınan 32 yaşındaki kağıt toplayıcısı M.Ö. cinayetle ilgili ifadeler vererek durumu itiraf etmiş ve tutuklanmıştı. M.Ö.’nün durumu sorgularken ilgili yetkililere yaptığı açıklamalar da cinayetin ardındaki gizemi çözme noktasında önemli bilgiler sunuyor.
Soruşturmanın devam ettiği bu süreçte, cinsel istismar bulgularının olduğu açıklamaları, toplumda büyük bir infiale yol açarken, yetkililerin böyle bir olayda ne tür önlemler alacağına dair ilgi ve endişe de giderek artıyor. Şirin’in ölümüne neden olan ve yüreklere su serpen bu korkunç olay, aynı zamanda çocukların korunmasıyla ilgili yasaların güçlendirilmesi gerektiği yönünde kamuoyunda bir tartışma ortamı oluşturdu.
Şirin’in cinayeti, sadece yerel düzeyde değil, ülke genelinde çocukların güvenliği konusunda önemli bir mesele haline geldi. Çocukların korunmasına yönelik kampanyaların ve tedbirlerin artırılması gerekliliği, bu tür olayların önlenmesine yönelik bir adım olarak değerlendirilmektedir. Yürütülen bu soruşturma ve ardından gelen yargı sürecinin, benzer olayların önüne geçebilmesi için önemli bir örnek teşkil etmesi umulmakta.
