Son dönemlerde, Çin Sahil Güvenliği ile Filipinler arasında önemli bir gerilim yaşandı. Bu gerilim, Güney Çin Denizi‘nde, Filipinler‘e ait iki araştırma gemisinin engellenmesiyle patlak verdi. Olay, Sandy Resifi yakınlarında, Spratly Adaları’nın kuzeyinde meydana geldi. Filippinler Sahil Güvenliği tarafından yapılan açıklamalara göre, Çin Sahil Güvenliği’ne ait gemiler, Filipinler’in araştırma faaliyetlerini sürdüren iki gemisine yaklaşarak onları engellemeye çalıştı.
Bununla birlikte, Çin donanması
Sandy Resifi, farklı ülkeler tarafından çeşitli isimlerle anılmakta; Çinliler onu Tieşien Jiao, Filipinlerliler Bailan ve Vietnamlılar Dao Son Ca olarak adlandırmaktadır. Bu resif, 1974 yılında Vietnam tarafından işgal edilmiş, ancak son 25 yıldan beri hiçbir ülke tarafından tam bir kontrol sağlanamamıştır. Yaklaşık 7 hektarlık bir alana sahip olan bu kum adacığı, Güney Çin Denizi’ndeki çatışmaların sıcak noktalarından biri haline gelmiştir. Güney Çin Denizi’ndeki Egemenlik İhtilafı ise, II. Dünya Savaşı sonrasından itibaren devam etmektedir. 1947 yılı itibarıyla, Çin, bu bölgedeki toprakların %80’inde egemenlik iddiasında bulunmuş ve bu durum, Filipinler, Vietnam, Brunei ve Malezya gibi ülkelerle ciddi bir egemenlik çatışmasına sebep olmuştur. Bu bölge, zengin yer altı kaynakları ve stratejik konumu dolayısıyla büyük öneme sahiptir. Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki ihtilaflı adalarda askeri üsler inşa etmesi, askeri varlığını artırması ve sivil gemi filolarıyla bölgede daha etkin olması, hem bölgedeki diğer ülkeler hem de Birleşik Devletler tarafından kaygıyla karşılanmaktadır. 2016 yılında, Hollanda’nın Lahey kentindeki Daimi Tahkim Mahkemesi, Filipinler’in başvurusu üzerine vermiş olduğu kararda, Çin’in tek taraflı egemenlik taleplerini yasal bulmamıştır. Bu durum, uluslararası alanda Filipinler’in haklarını savunma açısından önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Sonuç olarak, Güney Çin Denizi’ndeki bu tür olaylar, bölgedeki uluslararası ilişkilerin ne denli gerilimli olduğunu göstermektedir. Çeşitli ülkelerin egemenlik iddiaları ve bu iddiaların getirdiği askeri hareketlilik, alanın jeopolitik önemini artırmakta, bölgenin istikrarını tehdit etmektedir. Bu bağlamda, Filipinler ve Çin arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için uluslararası hukuk çerçevesinde diyalog ve müzakere yollarının araştırılması büyük önem taşımaktadır.
