Siyaset

Şiddet ve Hınç: Gücün Yarattığı Dehşet

Son yıllarda, karşıtlarıyla uzlaşmak yerine varlığını korumak için karşıtlarının yok olmasını isteyenlerin sayısı artmaktadır. Göçmenlerin ölmesi, Yahudilerin ölmesi, Gazze’nin yerle bir olması, köpeklere kötü davranılması ve köpek karşıtlarının yok olması gibi düşünceler, sağ kalmanın şiddet kullanmaktan geçtiği inancını yaygınlaştırmaktadır. Sosyal medyanın algoritmaları da şiddet olaylarını abartarak mı gösteriyor yoksa sosyal medya, gerçek hayatta yaşanan şiddetin bir yansıması mı? Her ikisi de doğru olabilir. Gündelik hayatta yaşanan sorunlar, bir tarafın şiddete başvurmasıyla çözülmektedir.

Devlet, şiddeti kural dışı ve cezasız bir şekilde kullandıkça, bireyler de aynı hakkı kendilerinde bulmaktadırlar. Haksızlığa uğradığını düşünenler, mevcut hukuk sistemine güvenmediği için şiddete başvurmaktadır. Politik olan, kişisel hale gelmektedir.

Devletin kuralsız şiddeti maruz kalanlar kadar, tanıkları da derinden etkilemektedir. Hukuki kanıt olmadan suçlu bulunan insanlar, adil olmayan yargıçlar tarafından yıllarca cezalandırılmaktadır. Siyasi iktidarın rehin aldığı insanlar, adil bir şekilde yargılanmamaktadırlar. Bu durum, güç dışında başka bir çözümün olmadığı inancını pekiştirmektedir.

Dehşet uyandıran eylemlere terör denmektedir. Dehşete kapılan insanlar, şiddete maruz kalanlar ile birlikte daha büyük yıkıma sebep olmaktadır. Dehşete kapılanlar, akıl tutulması gibi olumsuz etkilere maruz kalmaktadırlar.

Güç sahibi olmak isteyen insanlar, RTE’ye oy vererek kendilerini güvende hissetmektedirler. Ancak son yıllarda, bu inanç zayıflamaktadır. Güç sahibi olanların şiddeti normalleştirmesi, içsel hınç birikmesine sebep olmaktadır.

Toplumu sindirmek için köpek katliamları gibi şiddet olayları, hınç biriktirmekten başka bir şey yapmamaktadır. Bu şiddet olayları, toplumda hınç oluşturarak güçlü olanlara karşı bir isyanı kışkırtmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu