Site icon Omedyam

Sıcak Kül Bulutları: Camlaşan Beyin İddiası!

Roma Tre Üniversitesi’nden jeolog ve volkanolog Guido Giordano, gerçekleştirdikleri son çalışmada Herculaneum‘da bulunan kömürleşmiş odun parçalarının birden fazla kez aşırı ısındığını tespit ettiklerini açıkladı. Giordano’ya göre, bölgedeki ilk süper sıcak kül bulutunun sıcaklığı 950°F (510°C)‘ye ulaştı. Bu ani sıcaklık değişiminin, o dönemde orada bulunan bir adamın beynini camlaştırdığı belirtiliyor.

Giordano, benzer sıcak kül bulutlarının tarih boyunca başka yerlerde de gözlemlendiğini, özellikle 1991 yılında Japonya’daki Unzen Yanardağı ve 2018 yılında Guatemala‘daki Fuego Yanardağı patlamaları sırasında da böyle olayların görülmüş olduğunu vurguladı.

BİLİM İNSANLARI İKİYE BÖLÜNDÜ

Ancak, camlaşan beyin kalıntılarının gerçekten beyin dokusu olup olmadığı konusunda bilim insanları arasında ciddi bir anlaşmazlık mevcut. 2020 yılında yayımlanan bir araştırmada, Oxford Üniversitesi‘nden moleküler arkeolog Alexandra Morton-Hayward, bu camlaşmış malzemenin dış araştırmacılar tarafından incelenmesine izin verilmediğini belirtti. Ayrıca Morton-Hayward, kül akıntılarının beyni camlaştıracak kadar sıcak ve hızlı soğuyamayacağını savunarak, mevcut hipotezisleri sorguladı.

Camlaşmış beyin kalıntıları, 1960’lı yıllarda Herculaneum’da keşfedildi. Yapılan incelemeler sonucunda, adamın Roma İmparatoru’na tapınmayı teşvik eden Collegium Augustalium adlı bir binada, bir yatağın üzerinde hayatını kaybettiği belirlendi.

Giordano ve ekibi ise yaptıkları mikroskobik analizlerle camlaşmış malzemenin beyin hücreleri ve sinir dokusu içerdiği iddiasını öne sürmekte. Bu durumu destekleyen bulgular sunduklarını belirtiyorlar.

KESİN BİR SONUCA ULAŞMAK ZOR

Konuyla ilgili araştırmalar devam ederken, bazı bilim insanları yeni çalışmanın kesin sonuçlar sunmadığını düşünüyor. DePauw Üniversitesi‘nden arkeolog Pedar Foss, bu araştırmanın önemli olduğunu, ancak camlaşmış materyalin gerçekten beyin dokusu olup olmadığını anlamak için daha fazla çalışma yapılması gerektiğini vurguladı. Foss, mevcut bulguların net bir sonuca ulaşmaktan uzak olduğunu belirterek, konunun daha geniş bir perspektiften ele alınması gerektiğini ifade etti.

Exit mobile version