Almanya’nın gidici Şansölyesi Olaf Scholz, Perşembe günü Türkiye’deki siyasi gelişmelere ilişkin sert açıklamalarda bulundu. Scholz, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını, Türkiye’deki demokrasi için büyük bir kaygı kaynağı olarak değerlendirdi. Scholz’un bu açıklamaları, onun Türkiye’nin içişlerine dair Avrupa Birliği perspektifini de gözler önüne sermektedir.
Brüksel’de düzenlenen Avrupa Birliği liderler zirvesine katılmadan önce yapılan bu değerlendirmeler, Scholz’un İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından geldi. Şansölye, bu olayın Türkiye demokrasisi ve Avrupa Birliği ile olan ilişkiler açısından “çok, çok kötü bir işaret” olduğunu dile getirerek, Türk hükümetine bu durumun derhal son vermesi gerektiğini vurguladı.
Scholz, Berlin ve Brüksel’in Türkiye ile ilişkileri güçlendirmek adına çok sayıda çaba sarf ettiğini belirtti ve İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının bu çabaları olumsuz etkilediğini ifade etti. Bu bağlamda, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı gibi önemli bir muhalefet siyasetçisinin tutuklanması gerçekten çok, çok kötü bir işaret” dedi. Türkiye’deki demokrasi durumunun Avrupa ile olan ilişkileri açısından da ciddi sonuçlar doğurabileceğini dile getirdi.
Almanya’nın Şansölyesi, Avrupa’nın bu gelişmelere karşı net bir tutum sergilemesi gerektiğini belirtti. Ülkelerin birbirleriyle ideolojik olarak değil, yönetim anlayışlarıyla yarışmaları gerektiğini ifade ederken, muhalefet liderlerinin yargılanmasının değil, demokratik bir rekabetin ön planda olması gerektiğini vurguladı. “Bu duruma derhal son verilmesi çağrısında bulunmalıyız” diyen Scholz, demokrasinin temel dinamiği olan rekabetin, Türkiye’de tekrar tesis edilmesi gerektiğini savundu.
Sonuç olarak, Olaf Scholz’un açıklamalarında, Türkiye’nin iç siyaseti ve bunun Avrupa ile olan ilişkiler üzerindeki etkileri net bir biçimde yer aldı. Bu durum, yalnızca Türkiye’deki demokrasi için değil, aynı zamanda Avrupa Birliği’nin Türkiye ile olan entegrasyon süreci için de ciddi bir sınav niteliği taşımaktadır. İmamoğlu’nun gözaltına alınması, uluslararası arenada Türkiye’nin demokrasi görünürlüğünü sorgulatan bir gelişme olarak öne çıkmakta ve bu bağlamda Avrupa’nın Türkiye’ye dair tutumunun nasıl şekilleneceği merakla beklenmektedir.
