CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) içerisinde gerçekleştirdiği basın toplantısında, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda tartışılan Cumhurbaşkanlığı bütçesine ilişkin düşüncelerini aktardı. Başarır, toplantının açılışında, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın da bulunduğunu belirterek, meclis üstünde devam edecek olan bütçe maratonu hakkında bilgiler paylaştı. 9 Aralık’ta bütçe görüşmelerinin Meclis Genel Kurulu’nda devam edeceğini hatırlattı.
Başarır, komisyondaki bakanlıkların Sayıştay tarafından düzenlenen raporlarına değinerek, 2018 ile 2021 yılları arasında birçok Bakanlığın gelir ve giderlerinin ayrıntılı bir şekilde düzenlendiğini, fakat zamanla bu raporların kısaldığını ifade etti. Sayıştay’ın artık görevini tam anlamıyla yapamaz hale geldiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı’nın, ‘Sayıştay açık arayabilecek bir kurum değil’ sözlerine atıfta bulunarak, Sayıştay’ın esas görevinin bu olduğunu belirtti. Güne kadar 350 sayfa olan Bakanlık raporlarının, şimdi yalnızca 30-40 sayfaya düşürüldüğünü kaydetti. Ayrıca, en büyük bütçeye sahip olan Diyanet İşleri Başkanlığı ve MİT Başkanı’nın komisyonda yer almadığını da vurgulayarak, bu durumun demokratik bir ülkede kabul edilemeyeceğini ifade etti. Başarır, demokratik yönetimlerin hesap sorabilme mekanizmasına sahip olduğunu, bu bağlamda Burada hesap vermesi gereken Fahrettin Altun ve Diyanet İşleri Başkanı’nın uzakta olduğu ifade edildi.
Başarır, bütçe raporları üzerinden önemli bir eleştiride bulunarak, “86 milyonun rızkını faize veriyoruz” ifadesini kullandı. 2025 yılı bütçesinin toplam olarak 14 trilyon civarında olduğunu belirten Başarır, bu bütçeden 1 trilyon 950 milyar liranın, faize ayrıldığını aktardı. Bu durumun, ülke ekonomisine ciddi etkilerinin olacağına vurgu yaptı. Başarır, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesinin 1 trilyon 451 milyar TL, Sağlık Bakanlığı’nın bütçesinin ise 1 trilyon 20 milyar TL olduğunu belirtti. Savunma Bakanlığı’nın bütçesinin ise, faize ayrılan bütçenin çok altında kaldığını belirtti. Bunun yanı sıra, öngörülen bütçe açığının 2 trilyon civarında olduğunu, ancak bunun yanında 3 trilyon civarında vergi gelirinden vazgeçildiğini ifade etti. Başarır, asgari ücret ve özel durumları olan vatandaşlar için ayrılan kısımlar çıkarıldığında, toplamda 1,5 trilyon liranın vergi gelirinden vazgeçildiği sonucuna ulaştıklarını dile getirdi.
Son olarak, bu durumun sonuçlarının emekli ve işçi gibi ekonomik açıdan daha hassas gruplar üzerinde olumsuz etkiler yaratacağını belirtti. Ülke ekonomisinin bu durumda nasıl bir yol izleyeceği ve önümüzdeki dönemde bu verilerin hangi yansımaları olacağı, kamuoyunu da yakından ilgilendiren sorular arasında yer alıyor. Ülkenin mali politikaları ve bütçe görüşmelerinin geleceği, halkın açlık ve yoksulluk endişesi içinde olduğu günümüzde büyük önem arz ediyor.
