Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, 30 Kasım 2024 tarihinde Antalya açıklarında meydana gelen 4.8 büyüklüğündeki deprem sonrasında yerel yöneticilere önemli uyarılarda bulundu. Gerçekleşen bu sarsıntı, bölgede halkın güvenliği ve gelecekte olabilecek daha büyük depremler için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğinin bir göstergesi olarak değerlendirildi. Görür, bu tür doğal olayların ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, yöneticilerin bu durumları birer uyarı olarak kabul etmeleri gerektiği mesajını verdi.
Prof. Dr. Görür, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımında, valilere ve belediye başkanlarına hitaben, “Kentinizde veya çevresinde bir deprem olunca ‘Herhangi bir kayıp yoktur’, ‘Kentimizde üzücü bir olay bildirilmemiştir’, ‘İncelemelerimiz sürüyor’ gibi cevaplardan çok, olan depremi bir uyarı kabul edip, daha kötüsü de olabilir diye, kentinizi deprem dirençli yapmak için çalışınız. Sevgiyle.” ifadelerini kullandı. Bu, yerel yönetimlerin depremlere karşı daha hazırlıklı olmaları ve halkı doğru bilgilendirmeleri gerektiğini ifade ediyor.
YEREL YÖNETİCİLERİMİZDEN (VALİ VE BELEDİYE BAŞKANI) HALK ADINA RİCAMIZ:
Kentinizde veya çevresinde bir deprem olunca “Herhangi bir kayıp yoktur” , “Kentimizde üzücü bir olay bildirilmemiştir”, “İncelemelerimiz sürüyor” gibi cevaplardan çok, olan depremi bir uyarı kabul edip, daha…— Prof. Dr. Naci Görür (@nacigorur) 30 Kasım 2024
Depremler, doğal felaketler arasında en yıkıcı olaylardan biri olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, yerel yönetimlerin bu konudaki sorumlulukları büyük önem taşır. Prof. Dr. Görür’ün uyarıları, halkın depremlere karşı daha bilinçli ve hazırlıklı olabilmesi için bir çağrı niteliğindedir. Yönetimlerin, sadece depremlerin ardından kayıpların yokluğunu bildirmekle yetinmemeleri; bunun yerine olası olumsuz sonuçları göz önünde bulundurarak kentsel altyapı ve güvenlik önlemlerini almak için aktif bir şekilde çalışmaları gerekmektedir.
Naci Görür, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde sıkça karşılaşılan deprem olgularına dikkat çekmekte ve bu olayların, aslında birer uyarı niteliği taşdığını belirtmektedir. Özellikle büyük şehirlerdeki hızlı yapılaşma ve zayıf altyapılar, depreme dirençlilik konusunda önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle, yerel yönetimler, bu tür doğal olaylar sonrasında gerekli değerlendirmeleri yaparak kentsel dönüşüm projeleri ve diğer önlemleri hayata geçirmelidir.
Son olarak, halkın da bilinçlenmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Deprem gibi doğal afetler karşısında, herkesin kendini ve çevresini korumak için bilgi sahibi olması, hareket etmesi oldukça önemlidir. Yer bilimleri uzmanlarının önerileri doğrultusunda, acil durum planları hazırlanarak, toplumun bu felaketlere karşı dayanıklılığı artırılabilir.
